Ergenlik, bilişsel açıdan soyut düşünceye geçişin ve duygusal açıdan genelde bağımsızlığın kazanıldığı bir dönemdir. Ergenlik dönemi, dinî inanç hususunda şüphe ve sorgulama dönemi olduğu için inanç konuları gençler tarafından sıkça irdelenmektedir. Bu çalışma, James Fowler’ın bir yönüyle genel gelişim kuramlarına bir yönüyle da teolojiye dayanan bilişsel temelli inanç gelişim kuramından hareketle hazırlanmıştır. Çalışma, nitel desenli bir araştırmanın ürünüdür. Üniversite öğrencilerden bazılarıyla mülakat yapılmış, bazılarından da düşüncelerini kâğıda aktarmaları istenmiştir. Veriler fenomenolojik yöntemle analiz edilmiş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır. Günümüz üniversite öğrencileri hedefsizlikten, ümitsizlikten, geleceğe dair plan yapamamaktan, yetişkinler tarafından baskı görmekten ve kendilerine güvenilmemesinden, anlaşılmamaktan veya yanlış anlaşılmaktan, yetişkinlerin söylem ve eylem tutarsızlığından, çevrelerinin merhamet ve adalet yoksunluğundan şikâyet etmektedir. Üniversite öğrencileri, inançla ilgili eğilimlerin zihinsel arka planında anlam arayışı sürecinde kendilerine duygudaşlık ve sempati ile yaklaşmayan akran grubu, ebeveynler veya yetişkinlere karşı sergilenen inadına bir refleks olabileceğini, sosyokültürel alanda da bazı gençlerin dikkat çekme veya varlığını kanıtlama arzusunun yattığını söylemektedir.
Adolescence is a period of transition from cognitive to abstract thinking, and emotionally, independence is generally acquired. The adolescence period is a period of doubt and questioning about religious beliefs, and the questions of faith are often discussed by young people. This study is prepared by James Fowler’s theory of cognitive-based faith development, which is based on theology, in a sense of the general development theories. Study is a product of a quality pattern of research. Some students were interviewed, and some were asked to transmit their thoughts on paper. The data has been analyzed by phenomenological methods and the results have been obtained. Today’s university students complain of uncertainty, disappointment, failure to plan for the future, adult pressure and unreliability, misunderstanding or misunderstanding, adult discourse and actions, and the lack of mercy and justice in their surroundings. The university students say that the tendencies related to faith may be a reflection of the inadequacy that is exposed to a group of relatives, parents or adults who do not approach them with emotion and sympathy in the mental background of the process of seeking meaning, and that in the socio-cultural field there is also a desire for some young people to attract or prove their existence.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|