Amaç: Bu araştırmada akciğer kanseri tanısında kullanılan bronkoskopik yöntemlerden olan bronş lavajı sitolojisinin tanısal duyarlılığı araştırılmıştır. Yöntemler: Araştırma kapsamında 2015 ve 2016 yıllarında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Servisinde akciğer kanseri ön tanısı ile bronkoskopi yapılan ve kesin tanıları malignite olan 286 olgunun bronkoskopi raporu ile endobronşiyal biyopsi ve bronş lavajı sitoloji raporları retrospektif olarak incelenmiştir. Araştırmada betimleyici istatistikler kullanılmıştır. Cinsiyet ile tanı arasındaki ilişki Ki-Kare testi kullanılarak incelenmiştir. Kanser tanısı konulan kadın-erkek olguların yaş ortalamaları arasındaki farkın anlamlılığı ilişkisiz örneklem t-testi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmada elde edilen bulgulara göre bronş lavajı sitolojisinin tanısal duyarlılığı % 16.6 gibi nispeten düşük bir oranda saptanmıştır. Bronkoskopik olarak uygulanan diğer bir yöntem olan endobonşiyal biyopsinin patolojik incelemesi ile %81.1 oranında tanı konulmuştur. Aynı işlemde hem bronş lavajı hem de biyopsi alınan 76 hastadan 1’inde ve bazı kısıtlamalar nedeni ile biyopsi alınamayan 8 hastadan 5’inde bronş lavajı sitolojisi malignite pozitif bulunmuştur. Sonuç: Bronş lavajı her ne kadar tanısal duyarlılığı düşük bulunmuş olsa da endobronşiyal lezyonu olmayan, biyopsi alınmasını kabul etmeyen ya da lezyonu frajil ve kanama riski yüksek olup biyopsi alınmasından çekinilen hastalarda bronkoskopik olarak alınabilecek tek örnek olması nedeni ile önem arz etmektedir.
Purpose: This study has studied the diagnostic sensitivity of bronchial washing cytology, one of the bronchoscopic methods used in the diagnosis of lung cancer. Methods: In the framework of the research, in 2015 and 2016, the Department of Breast Diseases of the Dicle University Medical School with a pre-diagnosis of lung cancer and a precise diagnosis of malignity with a 286 incidents with a bronkoscopy report and endobronchial biopsy and bronchial lavage cytology reports were studied retrospectively. In the study, illustrative statistics were used. The relationship between gender and diagnosis was studied using the Ki-Kare test. The significance of the difference between the average age of female and male incidents diagnosed with cancer was assessed by an unrelated sample t-test. Results: According to the findings obtained in the study, the diagnostic sensitivity of bronchial washing cytology was determined at a relatively low rate of 16.6%. The pathological examination of endobonchial biopsy, another method used bronchoscopically, was diagnosed at 81.1%. In the same process, 1 of 76 patients who received both bronchial washing and biopsy and 5 of 8 patients who were unable to take biopsy due to some restrictions found bronchial washing cytology malignity positive. The result is that, although the diagnostic sensitivity is low, bronchial washing is important because it is the only sample that can be taken bronchoscopically in patients who do not have endobronchial injury, who do not accept biopsy, or who have a high risk of fragility and bleeding, and who fear biopsy.
Amaç: Bu araştırmada; akciğer kanseri tanısında kullanılan bronkoskopik yöntemlerden olan bronş lavajı sitolojisinin tanısal duyarlılığı araştırılmıştır. Yöntemler: Araştırma kapsamında 2015 ve 2016 yıllarında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Servisinde akciğer kanseri ön tanısı ile bronkoskopi yapılan ve kesin tanıları malignite olan 286 olgunun bronkoskopi raporu ile endobronşiyal biyopsi ve bronş lavajı sitoloji raporları retrospektif olarak incelenmiştir. Araştırmada betimleyici istatistikler kullanılmıştır. Cinsiyet ile tanı arasındaki ilişki Ki-Kare testi kullanılarak incelenmiştir. Kanser tanısı konulan kadın-erkek olguların yaş ortalamaları arasındaki farkın anlamlılığı ilişkisiz örneklem t-testi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmada elde edilen bulgulara göre bronş lavajı sitolojisinin tanısal duyarlılığı % 16.6 gibi nispeten düşük bir oranda saptanmıştır. Bronkoskopik olarak uygulanan diğer bir yöntem olan endobonşiyal biyopsinin patolojik incelemesi ile %81.1 oranında tanı konulmuştur. Aynı işlemde hem bronş lavajı hem de biyopsi alınan 76 hastadan 1’inde ve bazı kısıtlamalar nedeni ile biyopsi alınamayan 8 hastadan 5’inde bronş lavajı sitolojisi malignite pozitif bulunmuştur. Sonuç: Bronş lavajı her ne kadar tanısal duyarlılığı düşük bulunmuş olsa da endobronşiyal lezyonu olmayan, biyopsi alınmasını kabul etmeyen ya da lezyonu frajil ve kanama riski yüksek olup biyopsi alınmasından çekinilen hastalarda bronkoskopik olarak alınabilecek tek örnek olması nedeni ile önem arz etmektedir.
Field : Sağlık Bilimleri
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|