Bu makale, genel olarak, Bosna-Hersek’teki Mostar kentinin tarihi kent dokusunu ve özellikle Mostar Köprüsü’nü irdelemekte ve bir dizi silahlı çatışmanın yıkıcı etkisinin ardından, bu kente özgün yeniden yapılanma ve yeniden canlanma deneyiminin izlerini sürmeye çalışmaktadır. Savaş öncesi dönemde, Mostar’da gerçekleştirilen koruma çalışmalarının örnek niteliği taşıması gibi; Yugoslavya Federasyonu’nun sancılı bir şekilde dağılmasının ardından kentin yıkımı da, insan tahribatının ne kadar ileri seviyelere varabileceğini kanıtlamış ve kentteki tahribat, Balkanlar’daki geri kalmışlığın ve etnik anlaşmazlığın bir sembolü haline gelmiştir. Mostar Köprüsü’nde gerçekleştirilen yıkım, genel olarak Bosna ve Osmanlı, Akdeniz ve Batı Avrupa özellikleri taşıyan Mostar’daki çok kültürlülüğe bir saldırı olarak kabul edilmiştir. Mostar’ın savaş sonrası durumu, özellikle de kentin mimari mirası ile doğrudan ilgili olduğu için, pek çok yorumda belirtildiğinden çok daha karmaşıktır. Mostar’ın (dolayısıyla Bosna-Hersek’in) çok kültürlülüğünün anlaşılması, bu tür toplumlarda karşıt görüşlerin temsil edilmesinin gerekliliğinin kabul edilmesiyle gerçekleşebilir. Aslında, Mostar gibi kentleri daha iyi kavramak, bu kentlerin ‘pozitif tolerans’ bölgelerindense ‘rekabetçi paylaşım ve karşıt tolerans’ bölgeleri olarak kavranmasıyla mümkün olacaktır. Yöntembilimsel olarak çalışma, genel bir bakış açısıyla çok sayıda yerel ve uluslararası kurumun çabalarını yansıtmakta ve bunları yerel halkın beklenti ve ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmeyi hedeflemektedir. Makalenin sonucu birkaç farklı, fakat birbiriyle ilgili düzeyde ortaya konmuştur: Bunlar, yerel halkın neden olacağı olası sonuçlar, Mostar ile benzer özellikler gösteren kentler için olası sonuçlar ve son olarak, kentsel canlandırma, konut yenileme ve eski mahallelerin yeniden canlandırılması konularına odaklanmış disiplinler için olası sonuçlardır.
Alan : Mimarlık, Planlama ve Tasarım
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|