Bu çalışma, insanlar arasındaki çeşitli cinsiyet ve renklerin yaşam dayanaklarının temellerinden olan, karşılıklı konuşmanın esaslarını ve İslam binasındaki konumunu ortaya koymaktadır. Birçok Kur’ân örneğinin yanında el-Mâûn sûresinin seçilmesi karşılıklı konuşma, münakaşa, antlaşma, hüccete hüccet ve delile delil prensibinin Kur’ân ve sünnet ekseninde sûrede ortaya konulmasıdır. Bu mürsel peygamberlerin tümünün yöntemidir. İslâm akîde, söz, üslup ve davranış olarak insan hayatındadır. el-Mâûn Sûresi Kureyş’in korkudan emniyete, kıtlıktan bolluğa kavuştuklarını hatırlatmaktadır. Yine onları, başta Allah (cc.) ve Resûlüne (sav.) imana, Yüce Allah’ın onlara bahşettiği kazançtan cömertlik yaparak ihtiyacı olanlara vermeye, iyi ve güzel işler yapmaya sevk ettiğini hatırlatmaktadır. Fakat onlar bunca zenginliğin yanında cimrilik yaparak fakirlere infaktan uzak durmalarının yanında, ceza ve hesap gününü de yalanlıyorlardı. Bunlara ilaveten sûre, namaz kılanların namazlarını gereği gibi görev bilinci içinde yapmadıkları, onu terk etmenin büyük bir hata olduğu, gösteriş ve eğlenti olarak yapılmayıp ciddi bir vazife olarak yapılması gerektiği, terk edenin şiddetli bir azaba çarptırılacağı ve ibadetlerde ihlaslı olunması gerektiğini de haber vermektedir.
Bu çalışma, insanlar arasındaki çeşitli cinsiyet ve renklerin yaşam dayanaklarının temellerinden olan, karşılıklı konuşmanın esaslarını ve İslam binasındaki konumunu ortaya koymaktadır. Birçok Kur’ân örneğinin yanında el-Mâûn sûresinin seçilmesi karşılıklı konuşma, münakaşa, antlaşma, hüccete hüccet ve delile delil prensibinin Kur’ân ve sünnet ekseninde sûrede ortaya konulmasıdır. Bu mürsel peygamberlerin tümünün yöntemidir. İslâm akîde, söz, üslup ve davranış olarak insan hayatındadır. el-Mâûn Sûresi Kureyş’in korkudan emniyete, kıtlıktan bolluğa kavuştuklarını hatırlatmaktadır. Yine onları, başta Allah (cc.) ve Resûlüne (sav.) imana, Yüce Allah’ın onlara bahşettiği kazançtan cömertlik yaparak ihtiyacı olanlara vermeye, iyi ve güzel işler yapmaya sevk ettiğini hatırlatmaktadır. Fakat onlar bunca zenginliğin yanında cimrilik yaparak fakirlere infaktan uzak durmalarının yanında, ceza ve hesap gününü de yalanlıyorlardı. Bunlara ilaveten sûre, namaz kılanların namazlarını gereği gibi görev bilinci içinde yapmadıkları, onu terk etmenin büyük bir hata olduğu, gösteriş ve eğlenti olarak yapılmayıp ciddi bir vazife olarak yapılması gerektiği, terk edenin şiddetli bir azaba çarptırılacağı ve ibadetlerde ihlaslı olunması gerektiğini de haber vermektedir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|