ASOS INDEKS
Kan transfüzyonu kan bileşenlerinin ve koagülasyon faktör konsantrelerinin hastaya verilmesi olarak tanımlamaktadır. 20 ile 35 yaşları arasındaki transfüzyonların yaklaşık yarısı, Obstetri ve Jinekoloji kliniklerinde yapılmaktadır. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nde, Ocak 2014-Aralık 2018 tarihleri arasında hastanemizde kan transfüzyonu yapılan 137 hastanın elektronik dosya kayıtları incelendi. Demografik bilgileri, Hemoglobin ve Hematokrit (transfüzyon öncesi ve sonrası) değerleri, uygulanan kan ürünleri ve miktarı kaydedildi. Kan transfüzyonu uygulanan hastaların 79’u obstetrik, 58’i jinekolojik hastadır. Obstetrik vakalarda en sık sezaryen sonrası kan transfüzyonu uygulanmıştır (%56.6). Transfüzyon nedenleri arasında en sık rastlanan anemi nedeni demir eksikliği anemisi 43 (%54) dir. Sonraki nedenler ise 10 (%12.6)’unuda Dilatasyon/Küretaj (D/C) sonrası gelişen anemi, 5 (%6.32)’inde uterin atoni sonrası gelişen anemi şeklinde sıralanmaktadır. Jinekolojik nedenler ile transfüzyon uygulanan 58 hastanın 12 (%20.68)’sine menometroraji tanısı ile tanısal amaçlı D/C, total abdominal histerektomi, 10 (%17.24)’u myomektomi, 9 (%15.51)’u total laparoskopik histerektomi, 5 (%8.62)’i ürojinekolojik cerrahi, laparoskopik kistektomi yapılmış, menometroraji tanısı ile medikal tedavi almıştır. Kan ve kan ürünlerinin hazırlanması ve kullanılması, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Hematolog başta olmak üzere birçok branşı kapsayacak şekilde multidisipliner yaklaşılmalıdır. Gebelere ve cerrahi geçirecek hastalara, anemi proflaksisi önceden başlanarak post-operatif transfüzyon azaltılmalıdır. Transfüzyon sırasında ve sonrasında oluşabilecek komplikasyonlardan kaçınmak için gereksiz transfüzyonlardan kaçınılmalıdır.
Blood transfusion is defined as the delivery of blood components and coagulation factor concentrates to a patient. About half of transfusions between the ages of 20 and 35 are performed in Obstetrics and Gynecology Clinics. Electronic file records of 137 patients who underwent blood transfusion in Muğla Training and Research Hospital, Gynecology and Obstetrics Clinic between January 2014 and December 2018 were reviewed retrospectively. The demographic information of the patients, Hgb and Hct (before and after transfusion) values, and applied blood products and their amount were recorded. Of the patients who received blood transfusion, 79 were obstetric and 58 were gynecological patients. In obstetric cases, blood transfusion was most frequently performed after cesarean section (56.6%). Among the causes of transfusion, 43 (54%) patients had iron deficiency anemia, 10 (12.6%) patients had anemia after Dilatation/Curettage (D/C), and 5 (6.32%) patients had uterine atony. Diagnostic D/C and total abdominal hysterectomy were performed in 12 (20.68%) of 58 patients, who were transfused for gynecological reasons, with the diagnosis of menometrorrhagia, while myomectomy was performed in 10 of these patients (17.24%), total laparoscopic hysterectomy was performed in 9 (15.51%) patients, urogynecological surgery and laparoscopic cystectomy were performed in 5 (8.62%) patients, and medical treatment was given with the diagnosis of menometrorrhagia. The preparation and use of blood and blood products should be approached in a multidisciplinary manner, covering many branches, especially Gynecology and Obstetrics and Hematology. Anemia prophylaxis should be initiated beforehand and post-operative transfusion should be reduced in pregnant women and patients who will undergo surgery. Unnecessary transfusions should be avoided in order to avoid complications that may occur during and after transfusion.
Makale Detay 
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
