Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 95
 İndirme 43
EVRENSEL İSLAM DÜŞÜNCESİNDE MEVLANA ÖRNEĞİ
2017
Dergi:  
OŞ DEVLET ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLMİ DERGİSİ
Yazar:  
DOI:  
10.16992/xx.27
Özet:

7./13. yüzyılın siyasî ve toplumsal çalkantılarla dolu dünyasının karanlık ufuklarında engin sevgisi ve düşüncele¬riyle tüm insanlığı kuşatan, kucaklayan, çağlar üstü eserleri ve örmek haya¬tıyla yedi yüz yıldan fazla bir zamandır insanlığa ışık saçmaya devam eden Mevlânâ hakkında bugüne kadar çok şeyler söylenmiş ve yazılmış¬tır. Yaşadığı dönemde geniş kitleleri etkisi altına alan, ölümünden sonra da öğretileri sistemleştirilmek suretiyle “Mevlevilik” adıyla bir tarikat kurularak düşünceleri ve inançları yaşatılmaya çalışılan, eserleri başta Osmanlı coğrafyası olmak üzere bütün dünyaya yayılmıştır. Onun evrensel düşünce sistemini anlamak ve anlatmak uğruna hemen her yüzyılda büyük uğ¬raşlar verilmiş, eserleri dünyanın çeşitli dillerine çevrilmiş, sayısız şerhler yapılmıştır. Mevlana’nın meşhur eseri “Mesnevi” baştan sona Kur’an ve sünnet ile yoğrulmuş, be¬yitlerinde sü¬rekli olarak ayetlerden lafzi ve manevî ikti¬baslar yapar, “Canım bedenimde oldukça Kur’an’ın kölesiyim. Allah’ın seçkin pey¬gamberi Muhammed’in yolunun toprağıyım. Kim benden bundan başka bir söz naklederse, o sözden de bezmişim ben onu söyleyenden de.” Mevlânâ, bu sözleriyle; Allah, evren ve insan arasındaki ilişkiyi anlamak için evrensel İslam düşüncesinden yararlanmak gerektiğini söyle¬mekte, bu ikisi¬nin ilkelerine uymayan hususlarda kendisine yapılacak yakıştırmalar¬dan uzak olduğunu bildirmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse Mevlana’nın öğretisi, İslâm dininin yerine getirilmesi zorunlu olan zâhirî ve kesin hükümlerini görmezden gelen dinler üstü bir yol değil, bütün dinleri kaynak itibarıyla evrensel nizam olan İslâm sayan, bütün insanlığı Allah’ın yaratıkları ve kulları olarak kabul eden, ancak Allah tara¬fından son din olduğu ilân edilmiş olan İslâm’ın tevhidî anlayışı içinde, Kur’ an ile bütünleşmiş bir halde, bütün insanlığı bu evrensel değerler etrafında birleşmeye davet eden Hakk’a kulluk ve halka hizmet potasında eriten geniş ve kucaklayıcı bir yaklaşımdan ibarettir. İnsanlığın düşünce ve eylem tarihi içinde benzeri az görülen bu ârifin, İslam’ın evrenselliğini düşünce tes¬tisinden taşanlara anlatmak ve onları anlamak için harcayan büyük bir şahsiyettir. Mevlânâ’nın fark gözetmeden tüm in¬sanlığı hakikate çağı¬ran, merhamet pınarlarından kana kana su içmeye davet eden sevgi dolu yaklaşımı, aslında bizzat İslâm dininin ve Kur’an’ın “Ey insanlar hep birlikte barışa gelin” şeklinde tüm insanlığı ger¬çekleştirmeye davet ettiği yaklaşımdır. Çünkü İslam bu çağrıyı on beş asırdan beri yapmaktadır ve yapmaya devam etmektedir Nitekim Ünlü düşünür İrene Melikoff: “Mevlana’nın eserlerini dünya milletleri kendi dillerine çevirip okusalar, dünyada kötülük, harp, kin, nefret diye bir şey kalmaz” diyerek onun sözlerinin evrensel nitelikteki değerlere sahip olduğunu belirtir. Mevlana’ya göre, evrensel İslam düşüncesinde inançsızlık (küfür) her ne kadar cinayetlerin en büyüğü olarak değerlendirilse bile, kul ile Allah arasında kabul edilir ve böylesi cinayetlerin cezasının Âhiret’e ertelendiği belirtilir. Bu prensipten hareketle, sosyal, ahlâkî ve hukukî ilişkilerde, insanlık vasfı esas alınır. Bu anlayışa göre, kötü olan insan değil, insanın davranışlarıdır. Öte yandan Müslümanlarla ehl-i kitap arasında Yaratıcı birliği söz konusudur. Zaten Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler Hz. İbrahim’i (as) peygamber kabul ederler. Öyleyse semâvî din mensuplarından, aralarındaki teolojik ve tarihî ihtilafları tartışma konusu yapmaktan ziyade, ittifak noktalarını öne çıkarmaları beklenir.

Anahtar Kelimeler:

null
2017
Yazar:  
DOI:  
10.16992/xx.27
0
2017
Yazar:  
DOI:  
10.16992/xx.27
Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler










OŞ DEVLET ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLMİ DERGİSİ

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 300
Atıf : 4
OŞ DEVLET ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLMİ DERGİSİ