Abstract:

Günümüzde insanlık hiç beklemediği bir durumla karşılaştı. Her şey istediğimiz şekilde gitmese de en azından bugün gelinen süreç kadar birdenbire hayatımızın hızını kesen, yavaşlatan bir olgu ile karşılaşmamıştık. Küresel bir tehdit haline dönüşen ve dünyayı kasıp kavuran küresel salgından (Covid19) bahsediyoruz. Covid-19 salgını tüm dünyayı etkileyen küresel bir tehdittir. Covid-19’dan önce dünya yine birtakım küresel tehditlerle mücadele ediyordu. Ancak hiçbiri Covid-19 kadar insanlığı etkilemedi. Bu küresel salgın günümüz insanı için tek yönlü bir etkiye sahip değildi. Covid-19 dünyayı pek çok yönden etkilemiştir. Covid-19’un toplum üzerinde fizyolojik, psikolojik, sosyolojik, ekonomik ve siyasal etkilerinin var olduğu görülmektedir. Covid-19 nedeniyle insanlar, sağlığını, işini ve yakınlarını kaybetme endişesini yaşamışlardır. Covid-19 nedeniyle dışarı çıkma yasakları ve karantina süreçleri insanları çok yormuştur. Bu gibi durumlar insanlarda anksiyeteye, strese, kaygıya ve depresyona yol açmıştır. Bütün bunlar insanın mutsuz olmasına neden olmuştur. Bu çalışma, var olan ve hâlâ devam etmekte olan bu olguyu yani koronavirüs salgını karşısında değişen hayatımızı konu etmeyi amaçlar. Çalışma bu fenomene uyum sağlamayıp sağlayamama durumunu tartışma konusu olarak ele almaktadır. Bu konuyu ele alırken de eudaimonist/mutlulukçu etik düşüncesi temel alınmıştır. Çalışma salgınla birlikte yaşamayı ve buna bağlı olarak mutlu olmanın imkânı olup olmadığını sorgulamayı hedeflemektedir. Sonuç olarak küresel salgının geçici bir durum olduğu düşünülürse mutlu olmak mümkündür.

Keywords: