Özet:

Myra ile Limyra arasında önemli bir dağ geçidinde konumlanan ve önemli arkeolojik kalıntılara sahip Belen yerleşiminin J. Borchhardt tarafından 1975 yılında yapılan kısa yayından sonra detaylı bir araştırması yapılmamıştır. Akdeniz Üniversitesi tarafından yürütülen Stadiasmus Patarensis Projesi kapsamında 2011 yılı araştırmalarımız sırasında Belen yerleşimi ve yol ağları incelenmiş olup yerleşim ve çevresinde bazı yeni arkeolojik ve epigrafik buluntular tespit edilmiştir. Arkeolojik yeni buluntular arasında bir kaya mezarı ve birisi yazıtlı iki lahit mevcuttur. Daha önce hiçbir yazıt yayınlanmamış olan Belen yerleşiminde dört fragman ve bir mezar yazıtı ele geçmiş bulunmaktadır. Yukarıdaki makalede yeni yazıtlarla birlikte Belen yerleşimi, yol ağları, teritoryumu ve ekonomik yapısı incelenmektedir. Sonuç olarak, daha önce Hellenistik–Roma yerleşimi olarak kabul edilen Belen Tepesi’nin Klasik Dönem’de iskân edilmiş olması gerektiği önerilmektedir. Belen yerleşiminin adı bilinmemekle birlikte, Sionlu Nikolaos’un biyografisinde adı geçen Plenion’un Belen ile özdeşleştirilebileceği önerilmektedir. Yerleşimin geniş bir teritoryuma sahip olduğu ve Tepe’nin batı yamaçlarından, doğuda Bonda Tepesi üzerinden geçen Claudius Dönemi Myra–Limyra yoluna kadar uzadığı bu dağlık alandaki yol ağlarına dayanarak öne sürülmektedir. Son olarak Belen çevresinde ekilebilir veya teraslı arazilerin olmayışından hareketle Belen Tepesi yerleşiminin tarımsal üretime dayalı bir ekonomik yapıya sahip olmadığı, sakinlerinin Dalyan civarlarında deniz taşımacılığı yaparak ve ticaretle uğraşarak geçimlerini sağlamış olabilecekleri varsayılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: