Vahyin nüzûlüyle beraber var olan kıraat asr-ı saadetten bugüne sahih bilgiye dayalı olarak, sağlam kanallarla intikal edip değişik aşamalardan geçerek günümüze kadar ulaşmıştır. Telakki dediğimiz şifahî, resm-i hat dediğimiz kitabî, bir de Arabiyye’ye muvafakat dediğimiz gramatik olarak zabt-u rabt altına almak için İslam âlimleri büyük caba sarf etmişlerdir. Osmanlı; Selçuklulardan devraldığı bu alandaki mirası daha da geliştirmiş, Kur’ân-ı Kerim’e hadim olma hususunda hiçbir çabadan geri kalmamıştır. Osmanlı’nın son dönemlerinde ve Cmhuriyetin bidayetinde bu alandaki çabalar azalmışsa da 19. asrın ortalarından itibaren yeniden hayat bulmuş ve günümüzde gerek pratik alanda gerekse akademik alanda övünülecek bir seviyeye gelinmiştir. Şüphesiz bunda iki paydaş kurum olan Diyanet İşleri Başkanlığı ile İlahiyat Fakütelerinin büyük payı vardır. Ayrıca bu alanda fahri olarak bu ilmi faaliyeti yürüten kişileri unutmamak gerekir. Bu bağlamda asırlardır Yüce Kur’ân’a hizmeti kendisine şiar edinmiş bir milletin içinde Kur’ân’a ve onun kıraatine hizmet etmiş, eserler kaleme almış ve sonraki nesillere örnek olmuş nadide şahsiyetler olmuştur.. Bu alanda çığır açmış şahsiyetler sonraki nesillere ışık tutmaktadır. 13. Diyanet İşleri Başkanımız Tayyar Altıkulaç’ın da bu zincirin halkalarından biri olduğu kanaatini taşımaktayız.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|