Türkiye, coğrafi konumu ve komşu ülkeleri ile tarih boyunca geliştirdiği kültürel bağları düşünüldüğünde özellikle Avrasya toplumlarında göç konusunda her zaman hedef ülke konumunda olmuştur. Türkiye’nin coğrafi ve jeopolitik konumu, komşu ülkelerden göç etme kararı alan bireyler için hedef ülkelerden biri olarak görülmüştür. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemlerinden itibaren bireysel göçler yerini kitlesel göçlere bırakmış itici faktörler nedeni ile göç edenlerin sayısında önemli bir artış olmuştur. Bu bağlamda, ekonomik, politik ve sosyal faktörlerin, göçlerin nedenleri üzerinde büyük bir etkisi vardır. Bununla birlikte, göçmenlerin Türkiye’yi hedef ülke olarak görmeleri, her göç alan ülke gibi Türkiye’de de bazı tartışmaların önünü açmıştır. Ortadoğu göçleri ve göç potansiyelinin yanı sıra, Türkiye’ye göç eden bireylerin suça karışma oranı, son yıllarda araştırma konuları arasında yer almaktadır. Bazı kriminologlar, göçmenlerin hedef ülke sakinleriyle karşılaştırıldığında suç işleme eğiliminin daha fazla olabileceğini ve pek çok suçun bizzat göçmenler tarafından gerçekleştirildiğini, Bazıları ise, suçun göçmenlik ile ilgisi olmadığını iddia etmektedir. Göç ve suç ilişkisi konusunda elbette bu iki görüş literatürün tamamını oluşturmamaktadır. Ancak, literatüre bakıldığında, bu iki görüşün ağırlıkta olduğu görülmektedir. Bu nedenle, bu çalışma kriminologlardan suç ve göçü doğrudan bağdaştıran ve bağdaştırmayan görüşe sahip olanlara yer verilmektedir. Bu bağlamda, suçun göçmen kaynaklı olduğu görüşü, göçmenlerin hedef ülkede ayrımcılık politikalarına ve yabancılaşmaya maruz kalmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, göç ve suç arasındaki ilişki dikkate alınarak genel bir sonuç çıkarılacaktır. Buna ek olarak bu konu Uluslararası Göç Hukuku çerçevesinde değerlendirilecek ve göç-suç ilişkilerine odaklanan bazı çalışmaların sonuçları açıklanmıştır.
Turkey, considering its geographical location and its cultural connections with its neighbouring countries throughout history, has always been the target country in migration, especially in Eurasian communities. The geographical and geopolitical position of Turkey has been seen as one of the target countries for individuals who decide to migrate from neighboring countries. Since the Second World War and the Cold War, individual immigrants have left their place for mass immigrants; due to motivating factors, the number of immigrants has increased significantly. In this context, economic, political and social factors have a great impact on the causes of migration. However, the fact that immigrants see Turkey as a target country has opened some discussions in Turkey, like every immigrant country. In addition to the Middle East migration and immigration potential, the percentage of criminal interference of individuals immigrating to Turkey has been among the research topics in recent years. Some criminologists argue that migrants may have a greater tendency to commit crime compared to the inhabitants of the target country and that many of the crimes are carried out by migrants, while some argue that the crime is not related to immigration. Of course, the relationship between immigration and crime does not constitute the whole literature. However, when it comes to literature, it seems that these two opinions are in weight. Therefore, this study is attributed to those who have the opinion of criminologists that directly match and does not match crime and immigration. In this context, the view that the crime is from immigrants causes immigrants to be exposed to discriminatory policies and foreignization in the target country. In this study, a general conclusion will be drawn taking into account the relationship between immigration and crime. In addition, this issue will be assessed in the framework of the International Immigration Law and the results of some studies focused on immigration-crime relations have been explained.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|