Ekolojik sorunlarla mücadele edilmesi ve çözüm önerilerinin etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesi için kamuoyu farkındalığı ve bilgi seviyesi kritik bir öneme sahiptir. Özellikle ulusal ölçekte çevre politikalarının oluşturulması ve teşvik, sınırlama, yaptırım, yasal düzenleme gibi politika araçlarının etkinliği kamuoyunun, tekil ya da birden fazla çevre sorununun seviyesi, yoğunluğu, ciddiyeti ve ‘gerçekliğine’ yönelik ikna düzeyiyle doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlamda bireylerin ya da toplumun belirli bir kısmının söz konusu çevre sorunlarına kuşku duyması/şüpheyle yaklaşması, ilgili sorunun çözümü ve küresel ölçekte deneyimlediğimiz ekolojik krizle mücadele açısından bir açmaz yaratmaktadır. Bu doğrultuda, politik ve iktisadi amaçlar doğrultusunda, belirli aktörler tarafından sistematik ve planlı bir şekilde yürütülen, kuşku yaratma ve yayma odaklı etkinlikleri ifade eden çevresel kuşkuculuk yaklaşımı, bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Ekolojik krizle etkin mücadelenin önündeki en büyük engellerden birisi olan bu yaklaşımın aktörleri, argümanları, stratejileri ve etkileri çalışmada detaylı olarak ele alınmaktadır. Çalışmanın temel savı ise çevresel kuşkuculuğun kamuoyu üzerinde kritik etkiler yaratarak çözüm çabalarını baltaladığı ve bu yaklaşımla kapsamlı bir mücadele hayata geçirilmeksizin ekolojik krizden çıkışın mümkün olmayacağı yönündedir.
Public awareness and level of knowledge are of critical importance to tackle ecological problems and to effectively implement solutions proposals. In particular, the creation of environmental policies at national scale and the effectiveness of policy instruments such as encouragement, limitation, sanctions, legal regulation are directly related to the level, intensity, seriousness and ‘reality’ of the public, individual or multiple environmental issues. In this context, the suspicious approach of individuals or a certain part of society to the environmental issues in question creates an uncertainty for the solution of the problem in question and the fight against the ecological crisis we experience globally. In this regard, the environmental suspicion approach, which is systematically and planned by certain actors, in accordance with political and economic purposes, representing doubt-oriented activities, is the subject of this study. The actors, arguments, strategies and effects of this approach, which is one of the greatest obstacles to effectively fighting the ecological crisis, are discussed in detail in the study. The main argument of the study is that environmental doubts have a critical impact on the public, and that it will not be possible to get out of the ecological crisis without a comprehensive struggle with this approach.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|