Görüntüleme
8
Amaç: Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda en sık görülen ve kanserden ölümlerin en başında gelen sebeplerdendir. Meme kanserinin erken tanısı ise en uygun tedavi şemasını saptamak açısından çok önemlidir. Bu nedenle; bu çalışmada, meme lezyonlarında iğne biyopsisinin kullanışlılığının araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmada meme lezyonlarından ultrasonografi eşliğinde iğne biyopsisi alınan ve histopatolojik değerlendirme yapılan 930 kadın hasta retrospektif olarak incelendi. Yaşları, lezyonlarının histopatolojik tipleri ve malign tümörlerin dereceleri değerlendirildi. Bulgular: Hastalardan 189'unun (%20.32) histopatolojik tanısı malign tümör, 608'inin (%65.38) tanısı fibrokistik değişiklik, fibroadenom, intraduktal papillom, mastit, yağ nekrozu ve adenozis gibi benign lezyonlarken, 133'ü (%14.30) normal meme dokusu olarak tanı almıştı. Malign tümörlerin %10.58'i; Lobüler, tübüler, müsinöz, medüller ve metaplastik karsinomlar gibi özel tip meme karsinomu iken %89.42'si özel tip içermeyen İnvaziv meme karsinomuydu. Özel tip içermeyen İnvaziv meme karsinomlarının histolojik derecelendirmesi Modifiye Bloom Richardson derecelendirme sistemine göre yapıldı. Derece 1,2,3 tümörlerin oranları sırasıyla %36.09, %52.66 ve %11.25 idi. Sonuç: Ultrasonografi eşliğinde yapılan iğne biyopsisi, meme kitlesine cerrahi tedavi öncesi hızlı ve kesin tanı verilebilmesi amacıyla uygulanan en uygun yöntemdir. Çünkü minimal invazivdir, memeye estetik olarak hasar vermez ve lezyonun da histopatolojisini bozmaz. Ayrıca bu yöntem Östrojen, progesteron reseptörleri, HER2 ve MIB-1 gibi immünhistokimyasal çalışmaların ilk başta yapılarak, uygun tedavi yaklaşımını, neo-adjuvan tedavi gereksinimini veya uygun cerrahi metodunu saptamak için yeterli doku sağlar.
Breast cancer is one of the most common causes of cancer deaths among women around the world. Early diagnosis of breast cancer is very important to determine the most appropriate treatment scheme. Therefore; in this study, it is intended to investigate the usefulness of injective biopsy in breast lesions. In the study, 930 female patients with injection biopsy accompanied by ultrasound from breast injuries and histopathological assessment were examined retrospective. The age, the histopathological types of their lesions and the degrees of malignant tumors were assessed. Results: 189 patients (20.32) diagnosed with histopathological malignant tumor, 608 (65%) of malignant tumors. 38) diagnosed fibroxistic changes, fibroadenoma, intraductal papilloma, mastitis, fatty necrosis and adenosis, while 133 (14.30%) were diagnosed as normal breast tissue. 10.58% of malignant tumors; lobular, tubular, muscular, medular and metaplastic cancers, while 89.42% were non-specific invasive breast cancers. Invasive breast carcinoma not containing a specific type was classified by the Bloom Richardson classification system. The rates of 1.2,3 degrees tumors were 36.09 percent, 52.66 percent and 11.25 percent respectively. The result: Injection biopsy accompanied by ultrasound is the most suitable method for breast mass to be diagnosed quickly and accurately before surgery. Because it is minimal invasive, it does not damage the breast aesthetically and does not distort the histopathology of the injury. In addition, this method provides sufficient tissue to determine the appropriate treatment approach, the need for neo-adjuvan treatment or the appropriate surgical method by initially performing immunochemical studies such as estrogen, progesterone receptors, HER2 and MIB-1.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Benzer Makaleler
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
