Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 5
 İndirme 1
Prokinetisin 1 preeklampsi belirteci olarak kullanılabilir mi?
2022
Dergi:  
Jinekoloji-Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi
Yazar:  
Özet:

Prokinetisin 1 preeklampsi belirteci olarak kullanılabilir mi? Amaç: Prokinetisinler, gastrointestinal sistemde görev aldığı saptanan bir grup peptidden oluşur ve 3 alt gruba ayrılır. Anjiogenezde, hematopoezde ve üremede önemli rolleri olduğu saptanmıştır. Anjiogenezde vasküler endotelyal büyüme faktörüne (VEGF) benzer rol aldığından dolayı EG-VEGF (endokrin gland kaynaklı vasküler endotelyal büyüme faktörü) olarak da adlandırılır. Bağışıklık sistemiyle de ilişkili olduğu gösterilen prokinetisinlerin kadın genitoüriner sistemini en çok etkileyen alt grubu prokinetisin 1’dir (PROK1). PROK1 sinsityotrofoblastlardan salınmakta olup plasentanın büyüme ve matürasyonu için hayati öneme sahiptir. PROK1, extravillöz trofoblastik hücre göçünü ilk trimesterde engeller. Hipoksi, PROK1’in ekspresyonunu uyararak preeklamptik gebelerde serum PROK1 düzeyini arttırır. Bu çalışma ile PROK 1 preeklampsi (PE) öngörüsünde bir belirteç olarak kullanabilir mi sorusuna cevap aramaktayız. Gereçler ve Yöntem: Çalışmaya Ümraniye Araştırma ve Eğitim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde Ekim 2016-Eylül 2017 tarihleri arasında başvuran 84 gebe dahil edildi. PE tanısı alan 43 gebe vaka grubuna, 41 sağlıklı gebe kontrol grubuna dahil edildi. PE grubu; hafif PE (n=27) ve şiddetli PE (n=16) olmak üzere iki alt gruba ayrıldı. Bulgular: Gruplar arasında anne yaşı (yıl) ve başvuru sırasındaki gebelik yaşı açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Doğum haftası, PE grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha kısaydı (38.8 ± 1.43'e karşı 35.93 ± 3.5; p<0.001). PE grubunda fetal ağırlık, kontrol grubuna göre önemli ölçüde daha düşüktü (3262.8±403.9'a karşı 2806.8±886.06; p=0.003). PROK1 düzeyleri çalışma grupları arasında benzerdi (115,66±22,41 vs 115,57±26,27; p=0,91). Hafif PE grupta PROK1 düzeyi, şiddetli PE ve kontrol gruplarına göre daha düşüktü, fakat bu sapma istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Sonuç: Çalışmamızda PROK1’in, PE belirteci olarak kullanılabileceğini gösteren istatistiksel anlamlı bir sonuca ulaşılamaması göstermektedir ki, bu belirtecin preeklampsideki rolünü belirlemek için daha büyük ölçekli ve daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar kelimeler: preeklampsi, prokinetisin 1, belirteç

Anahtar Kelimeler:

Can Prokineticin 1 Be Used As A Biomarker In Preeclampsia
2022
Yazar:  
Özet:

Abstract Can prokineticin 1 be used as a biomarker in preeclampsia? Aim: Prokineticins are a group of peptides which play important roles in angiogenesis, hematopoiesis and reproduction. Prokineticin 1 (PROK1) is reported to be the major subgroup affecting the female reproductive development. PROK1 is secreted from the syncytiotrophoblasts and it prevents extravillous trophoblastic cell migration in the first trimester which predispose to the abnormal placentation and preeclampsia (PE). Hypoxia provokes the expression of PROK1 therefore its serum levels increase in pregnants with PE. The aim of the present study was to reveal the value of PROK1 as a marker of PE. Materials and Method: A total of 84 pregnant women were admitted to the study, and 43 of them were diagnosed with preeclampsia. 41 healthy pregnant women were included in the control group. The preeclampsia group was divided into two subgroups as mild PE (n=27) and severe PE (n=16). About 10 ml of venous blood was collected from each participant and dispensed into lithium heparin, and serum was obtained, which were stored at – 80 c until analyzed. Serum PROK1 measurements were performed by using an enzyme-linked immunosorbent assay (ELİSA). All tests were two-tailed, and p<0.05 was considered to be statistically significant. Results: In our study we did not find any significant difference in PROK1 levels of the two groups. (115.66±22.41 vs115.57±26.27; p=0.91). Groups showed no significant differences in maternal age (years) and gestational age at admission. The preeclamptic group was separated into the two groups as mild PE (n=27) and severe PE (n=16) (Table 3). The prokineticin 1 level was lower in the mild preeclamptic group than the severe and control groups and this declination did not reach statistical significance. Conclusion: PROK1 is thought to play role in the etiology of PE regarding the fact that this peptide affects the trophoblast invasion and placental angiogenesis. Although our present study did not reach a result indicating PROK1 as a predictor of PE, larger scaled studies are needed to clarify the role of this factor in PE. Key words: preeclampsia, prokineticin 1, predictor

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler












Jinekoloji-Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi

Alan :   Sağlık Bilimleri

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 370
Atıf : 211
2023 Impact/Etki : 0.02
Jinekoloji-Obstetrik ve Neonatoloji Tıp Dergisi