Abstract:

Suriye’de, Mart 2011’de başlayan ve sonrasında yaşanan gelişmeler, ülkenin iç savaşa sürüklenmesine neden olmuştur. Suriye yönetimi, muhalif gruplar ve IŞİD eksenindeki çatışmalar, sorunu daha da derinleştirmiş ve küresel boyuta taşımıştır. Bu karmaşıklık içerisinde hayatlarından endişe eden ve canlarını kurtarmak için öncelikle çevre ülkelere ve sonrasında da yaşamlarının daha anlamlı ve değerli olacaklarına inandıkları Avrupa ülkelerine göç etmek isteyen Suriyeli mülteciler, sorunun bir diğer boyutunu oluşturmuştur. Özellikle, Türkiye üzerinden Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gitmek isteyen bu mülteciler, çoğunlukla AB ülkelerinin sert ve duyarsız tutumları sebebiyle modern bir insanlık dramının aktörü haline gelmişlerdir ve gelmeye devam etmektedirler. Çünkü “insan hakları” ve “demokrasi” gibi insani değerler üzerine kurulmuş olan Birliğin, söz konusu mülteciler ve bilhassa Suriyeli mülteciler olduğu zaman, “ötekileştirici” ve “dışlayıcı” söylem ve politikalara başvurduğu görülmektedir.

Keywords: