Akademik çalışmalarda ve siyasi tartışmalarda kendine gün geçtikçe daha fazla yer bulmaya başlayan diaspora kavramı, içerik ve işaret ettiği toplumlar açısından net bir kavram olmaktan hala uzaktır. Yurtdışında ve Avrupa’da hatırı sayılır sayıda bulunan Türk vatandaşlarının neden etkin bir lobi oluşturamadığı konusuna iki farklı yönden bakmak mümkündür. İlk olarak, Türkiye’nin nispeten yeni bir diaspora politikası vardır ve yurtdışındaki vatandaşlarının sayısının fazlalığı düşünüldüğünde Türkiye’nin etkin bir diaspora politikası oluşturmakta geç kaldığını söylemek mümkündür. İkinci olarak ise bu dış politikayı oluşturmadan önce yurtdışındaki her Türk vatandaşının ‘diaspora’ olarak sayılmayacağı ve Türkiye’yi siyasi olarak temsil edecek olan kişilerin Türkiye’ye ‘gönül bağı ile bağlı olan’ kişiler olduğunu söylemek gereklidir. Bu çalışma, Avrupa’da Türk diasporasının bir lobi gücü olarak kullanılmasına dair öneriler sunmayı ve AK Parti hükümetiyle ivme kazanan yeni Türk Diaspora Politikasını incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma Avrupa Birliği’nin (AB) kurucu altı üyesinden biri olarak ve Türk nüfusunun da yoğun bulunduğu bir ülke olan Hollanda’daki Türk diasporası örneği üzerinden, Türkiye’nin AK Parti ile birlikte ivme kazanan diaspora politikasını analiz etmektedir. Çalışmanın saha ayağında Hollanda’da Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri ve siyasetçilerle mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Çalışma elde edilen saha çalışması çıktıları ile birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’nin yurt dışında yaşayan azımsanmayacak sayıda vatandaşı için daha etkin bir devlet politikası geliştirmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Çalışmanın son bölümünde başarılı bir Türk diasporası oluşturulması için öneriler sunulmaktadır.
Akademik çalışmalarda ve siyasi tartışmalarda kendine gün geçtikçe daha fazla yer bulmaya başlayan diaspora kavramı, içerik ve işaret ettiği toplumlar açısından net bir kavram olmaktan hala uzaktır. Yurtdışında ve Avrupa’da hatırı sayılır sayıda bulunan Türk vatandaşlarının neden etkin bir lobi oluşturamadığı konusuna iki farklı yönden bakmak mümkündür. İlk olarak, Türkiye’nin nispeten yeni bir diaspora politikası vardır ve yurtdışındaki vatandaşlarının sayısının fazlalığı düşünüldüğünde Türkiye’nin etkin bir diaspora politikası oluşturmakta geç kaldığını söylemek mümkündür. İkinci olarak ise bu dış politikayı oluşturmadan önce yurtdışındaki her Türk vatandaşının ‘diaspora’ olarak sayılmayacağı ve Türkiye’yi siyasi olarak temsil edecek olan kişilerin Türkiye’ye ‘gönül bağı ile bağlı olan’ kişiler olduğunu söylemek gereklidir. Bu çalışma, Avrupa’da Türk diasporasının bir lobi gücü olarak kullanılmasına dair öneriler sunmayı ve AK Parti hükümetiyle ivme kazanan yeni Türk Diaspora Politikasını incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma Avrupa Birliği’nin (AB) kurucu altı üyesinden biri olarak ve Türk nüfusunun da yoğun bulunduğu bir ülke olan Hollanda’daki Türk diasporası örneği üzerinden, Türkiye’nin AK Parti ile birlikte ivme kazanan diaspora politikasını analiz etmektedir. Çalışmanın saha ayağında Hollanda’da Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri ve siyasetçilerle mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Çalışma elde edilen saha çalışması çıktıları ile birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’nin yurt dışında yaşayan azımsanmayacak sayıda vatandaşı için daha etkin bir devlet politikası geliştirmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Çalışmanın son bölümünde başarılı bir Türk diasporası oluşturulması için öneriler sunulmaktadır.
The concept of diaspora, which begins to find more and more place in academic studies and political discussions, is still far from being a clear concept in terms of content and societies it marks. It is possible to look at the question of why a large number of Turkish citizens abroad and in Europe cannot create an effective lobby in two different directions. First of all, Turkey has a relatively new diaspora policy and it is possible to say that it is late to create an effective diaspora policy when considering the excess of its citizens abroad. Secondly, it is necessary to say that not every Turkish citizen abroad will be regarded as a 'diaspora' and that the persons who will represent Turkey politically are persons who are 'connected with the heart' to Turkey. This study aims to present recommendations on the use of the Turkish diaspora as a lobby force in Europe and to examine the new Turkish diaspora policy that is driven by the AK Party government. The study, as one of the six founding members of the European Union (EU), and through the example of the Turkish diaspora in the Netherlands, which is a country where the Turkish population is also intense, analyses the diaspora policy of Turkey, which is pushed together with the AK Party. On the ground floor of the study, interviews were held with representatives and politicians of the Civil Society Organization (STK) in the Netherlands. When the study was evaluated along with the outcomes of the field work, it was concluded that Turkey should develop a more effective state policy for the unlimited number of citizens living abroad. In the last part of the study, we present recommendations for the creation of a successful Turkish diaspora.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|