Views
9
İnsanlığın en büyük sorunlarından birisi doğal afetlerdir. İnsanlığı en çok tehdit eden doğal afet ise depremdir. Depremlerin gerçekleşmesine engel olmak mümkün değildir, ancak deprem öncesi dönemde; halkın her daim deprem konusunda bilgilendirilmesi, dönemsel deprem tatbikatlarının yapılması, yerel olarak deprem planlarının hazırlanması, daha önemlisi depreme dayanıklı yapılar inşa edilmesi, erken uyarı sistemlerinin hayata geçirilmesi ve deprem duyarlılık analizlerinin gerçekleştirilmesi hayati önem taşımaktadır. Günümüzde depreme dayanıklı yapıların inşası bir yandan devam ederken, depremi önceden tahmin etmek için başarıya ulaşmış erken uyarı sistemlerinden bahsetmek oldukça güçtür. Ancak son zamanlarda risk yönetimine katkı sağlayacak deprem duyarlılık analizi çalışmaları önem kazanmıştır. Deprem duyarlılık analizi, risk yönetimi kapsamında depreme dayanıklı yapıların nereye inşa edileceği ve yerleşmelerin nerede kurulacağı gibi önemli hususlara altlık oluşturmaktadır. Bu çalışmada Ladik Gölü Havzası’nda deprem duyarlılık sınıflarının belirlenmesi için Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Analitik Hiyerarşi Prosesi’nden (AHP) yararlanılmıştır. Çalışma kapsamında saha ile ilgili erişilebilen eğim, litoloji, fay hatlarına uzaklık, en büyük yer ivmesi, yeryüzü şekilleri ve zeminin geçirimlilik durumu olmak üzere altı (6) coğrafi faktör dikkate alınmıştır. Tüm bu coğrafi faktörler alt kriterlere ayrılmış ve deprem duyarlılık analizinde kullanılmak üzere her ana coğrafi faktör ile alt kriteri için ağırlık oranı hesaplanmıştır. AHP ile belirlenen ağırlık oranları CBS teknikleriyle ana coğrafi faktörlere uygulanmış ve ağırlıklı çakıştırma aracı ile deprem duyarlılık analizi gerçekleştirilmiştir. Nihai sonuç düşük, orta, yüksek ve çok yüksek şeklinde dört (4) farklı sınıfa ayrılmıştır. Yapılan bu gruplamaya göre Ladik Gölü Havzası’nda 42,99 km2’lik alan deprem duyarlılığı açısından çok yüksek, 15,65 km2’lik alan yüksek, 39,32 km2’lik alan orta ve 49,84 km2’lik alan da düşük duyarlılığa sahip çıkmıştır. Bu değerler yerleşme dönemi boyunca en büyük depremi 26 Kasım 1943 tarihinde (Mw 7,2 büyüklüğünde) yaşamış olan Ladik Gölü Havzası’nın hala deprem duyarlılığı açısından önemli bir potansiyel barındırdığını göstermektedir.
One of the biggest problems of humanity is natural disasters. The natural disaster that threatens humanity is the earthquake. It is not possible to prevent the occurrence of earthquakes, but in the pre- earthquake period; it is vital to inform the people of the earthquake every time, to carry out periodic earthquake exercises, to prepare local earthquake plans, to build earthquake-resistant structures, to implement early warning systems and to carry out earthquake sensitivity analyses. While the construction of earthquake-resistant structures is on the one hand ongoing today, it is quite difficult to talk about early warning systems that have succeeded in predicting the earthquake. However, recent studies on earthquake sensitivity analysis that will contribute to risk management have gained importance. The earthquake sensitivity analysis is the basis for important aspects such as where earthquake-resistant structures will be built and where settlements will be built in the risk management framework. In this study, the Geographic Information Systems (CBS) and the Analytical Hierarchy Process (AHP) were used to determine the earthquake sensitivity classes in the Ladik Lake Pool. The study has taken into account six (6) geographical factors, including the field-related inclination, litology, distance to the foil lines, the greatest ground drive, the forms of the ground and the status of land passivity. All of these geographical factors are divided into sub-criteria and the weight ratio for the sub-criteria is calculated with each major geographical factor to be used in earthquake sensitivity analysis. The weight ratio determined by AHP was applied to the main geographical factors by CBS techniques and the earthquake sensitivity analysis was carried out with a major collision tool. The final result is divided into four (4) different classes in the form of low, medium, high and very high. According to this grouping, 42.99 km in the Ladik Lake Basin 2 The area is very high in terms of earthquake sensitivity, 15.65 km 2 The area is high, 39.32 km 2 The area is medium and 49.84 km. 2 The area also has a low sensitivity. These values show that the Ladik Lake Basin, which experienced the greatest earthquake during the settlement period on November 26, 1943 (Mw 7.2 magnitude), still has a significant potential in terms of earthquake sensitivity.
Field : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Journal Type : Uluslararası
Article Detail 
Similar Articles
Download PDF
Journal Information
Listen Paper
Cite
Print This Page
Share
Mendeley
