Uzun yıllardır özellikle ABD, Almanya ve Japonya gibi ülkelerde uygulanmakta olan “Kontrol Edilen Yabancı Kurum”(KEYK) uygulaması Türk vergi mevzuatına ilk defa 1.1.2006 tarihinden itibaren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile birlikte girmiştir. Bir çok ülkede sistem yalnızca kurumlar vergisi mükelleflerine uygulanırken ülkemizde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişiklikle 1.1.2007 tarihinden itibaren gelir vergisi mükellefleri için de Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ki şartlarla KEYK uygulaması uygulamaya sokulmuştur. KEYK uygulaması neden önemli bir hale gelmiştir.? Şunu belirtmek gerekir ki KEYK tedbirleri ile ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ve açık ekonomi politikaları arasında bir bağdan söz etmek mümkündür. Ülkemizin özellikle 1980 yılından sonra açık ekonomi modelini benimsemesi, uluslararası ticaretin artması, şirket yapılarının güçlenmesi ve sermaye ihraç eder duruma gelmemiz özellikle şirketlerimizin uluslararası arenada yatırım yaparak daha çok kârlar elde etme güdülerinin artmasına yol açmıştır. Bu durum tabii ki güzel olarak addedilebilir. Ancak ülkeler büyüdükçe kamu ihtiyaçlarının artaması ve kamu finansmanının temel ayağını oluşturan “VERGİ”yi giderek daha da önemli bir konuma taşımıştır. Dünya genelinden bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de vergi idareleri yalnızca kendi egemenlik alanları içindeki gelirleri vergilemenin yanısıra özellikle kendi mukimlerinin tüm Dünya gelirlerinin de vergilemeyi amaçlamışlardır. Bu nedenle özellikle son 10 yıl içerisinde ülkemiz açısından da bu durum sermaye ihraçlarının artması nedeniyle daha da önemli hale gelmiştir. Dolayısıyla, Türk mukimlerinin yurtdışı iştirak kazançlarının vergilendirilmesi de önem arzetmeye başlamıştır. Bu nedenle KEYK uygulamasının getirilmesindeki temel gerekçe ülkelerin kendi mukimlerine ait iştirak kazançlarının özellikle düşük vergili veya vergi teşvikleri bulunan ülkelerde şirket kurmak suretiyle ve bu şirketler aracılığı ile elde edilen kazançların ortaklara dağıtılmayarak bir vergi ertelemesi uygulamasının önüne geçmektir. Bu amaçla Türk vergi mevzuatına getirilen KEYK düzenlemeleri ile de tam mükellef gerçek veya tüzel kişilerin hissesine düşen yurtdışı iştirak kazançları ilgili yabancı kurum tarafından dağıtılsın veya dağıtılmasın belirli şartlar ile Türkiye’de kâr payı olarak vergilendirilmesi öngörülmüştür.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|