Günümüzde fetal ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme (MR), sitogenetik ve moleküler incelemeler gibi çeşitli yöntemlerle çok sayıda fetal hastalığa prenatal tanı koyma olanağı mevcuttur. Letal ya da ciddi mental ve/veya fiziksel ve/veya fonksiyonel morbiditeye neden olan konjenital hastalıklar nedeniyle ailenin isteği doğrultusunda gebelikler sonlandırılabilmektedir. Bu hastalıklar basitçe; konjenital anomaliler, kromozom hastalıkları ve tek gen hastalıklarıdır. Gebeliğin geç sonlandırılması fetüsün viyabıl olduğu gestasyonel haftadan sonra yapılan tahliyelere verilen isimdir ve erken gebelik sonlandırmalarından farklı olarak doğum eyleminin indüksiyonuna ek olarak fetosit yapılması (intrakardiak postayum klorür enjeksiyonu ile fetal kalp aktivitesinin durdurulması) gerekli olmaktadır. Prenatal tanı sonrası gebeliklerin sonlandırması, özellikle de geç sonlandırma, etik ve yasal tartışmalara konu olmaktadır. Bu derlemede gebeliğin sonlandırılmasına neden olan fetal hastalıklar, geç sonlandırmanın önlenebilir ve kaçınılmaz nedenleri, çoğul gebeliklere özgü sonlandırma prosedürleri ve fetüsün postmortem incelenmesinin önemi irdelenmektedir. Ayrıca ülkemiz ve dünyadaki yasal uygulamalar özetlenmekte, yurdumuzda bu konuyla ilgili tüzüğün eksiklikleri tartışılmakta ve nitelikli hizmet için öneriler getirilmektedir.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|