Son yıllarda başta pay sahipleri olmak üzere, tüm ilgililerin menfaatlerini ideal düzeyde korumaya yönelmiş kurallar sisteminden oluşan kurumsal yönetim (corporate governance) olgusunun öneminin hissedilmesiyle birlikte bu alandaki yasal düzenlemeler de özellikle ABD ve Avrupa’da kendisini kabul ettirmeye başlamıştır. Kurumsal yönetim kuralları bağlamında yapılan bu tür düzenlemeler şirket organlarının doğru zamanda doğru kararlar alabilme yeteneklerini artırmayı hedeflemekte, onun için şirketleri yeni bir ortaksal yapıya kavuşturucu önerilere ağırlık vermektedir. Yönetim kurulunun şeffaf, etkili ve hesap verebilir bir yapıya kavuşmasında etkili bir dış denetimin önemi kaçınılmazdır. Türkiye’de de gerek AB’ye uyum sürecinin gerekse uluslararası arenada ticari hayatın kolaylaştırılmasının bir gereği olarak benimsenip 14/02/2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, sermaye şirketlerinin dış denetimi açısından önemli bazı düzenlemeler getirmektedir. Bu yazımızda, dış denetime tabi şirketler, denetimin kapsamı, denetçi olabilecekler, denetçilerin seçimi, denetçi rapor ve görüşleri ve bunların sonuçları ile denetçilerin sorumlulukları gibi Kanunda dış denetim ile ilgili olarak yapılan başlıca düzenlemeler ele alınacak ve bu konuda bazı değerlendirmelerde bulunulacaktır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|