Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 ASOS INDEKS
 Görüntüleme 6
Belâ ve Musibetlerde İnsanın Rolü ve Tavrı (Âyet ve Hadisler Çerçevesinde)
2023
Dergi:  
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Yüce Allah, kâinatın belli bir düzen içerisinde yaratıldığını beyan ederek, “Düzene sokulduktan sonra, yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” ifadesiyle bu nizamı bozmamaları hususunda insanlığa uyarıda bulunmuştur. 21. Yüzyılda karşılaştığımız salgın hastalık, deprem, sel ve heyelan gibi doğal afetler, bir defa daha insanların icraatlarına dikkat çekmeyi gerekli kılmaktadır. Tabiat ve fıtrata sorumsuzca müdahale eden insanoğlu kâinattaki dengeleri bozmakta, bozulan bu dengeler ise zaman içerisinde felaket olarak insanlığa geri dönebilmektedir. Yüce Allah birçok âyette bu musibetlerin, insanların kendi yaptıklarının sonucunda olduğuna; “bimâ kesebû, “bimâ kesebet eydinnâs”, “febimâ kesebet eydiküm”, “bimâ kaddemet eydîhim”,“bimâ zalemû” ifadeleriyle vurgu yapmaktadır. Bu ifadelerden anlaşılan musibetlerin önemli bir kısmının insanoğlunun hata, ihmal ve haksız müdahaleleri sebebiyle olduğudur. Bela ve musibetler insanlardan bir kısmı için ceza/karşılık anlamına gelirken aynı olay diğer insanlar için bir imtihan ya da bir ders niteliği taşıyabilmektedir. Bu bağlamda Kur’an’da, Nuh tufanı gibi geçmişte yaşanmış birçok bela ve musibetin tüm insanlık için ibret vesikası kılındığı şöylece beyan edilmiştir: “Nuh kavmine gelince, peygamberlerini yalanlamaları yüzünden onları, suda boğduk ve insanlar için kendilerini bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir azap hazırladık.” Görüldüğü üzere ayette bir yandan azabın sebebinin insanların peygamberlerini yalanlamaları olduğu ifade edilirken diğer yandan bu olayın tüm insanlık için ders alınması gereken bir ibret tablosu olduğu vurgulanmıştır. Ancak bu hâdiselerden ve uyarılardan ibret almayıp kendi nefislerinin istekleri doğrultusunda ısrar edenlerin de, azabı hak ettikleri bir sonraki ayette şu şekilde haber verilmiştir: “Âd kavmini, Semûd kavmini, (Şuayb’ın) Ress Ashabını ve bunların arasında geçen birçok ümmetleri de helâk ettik. Bunlardan her birine (kendilerinden öncekilerin helâkine dair) nasihat olarak nice misaller anlattık. Fakat (iman etmediklerinden) hepsini tamamen helâk ettik.” Bununla beraber, başımıza gelen salgın hastalık, bela ve sıkıntılara karşı tavrımızla ilgili, Hz Peygamber (sav)’in sözleri de bizlere yol göstermektedir. O (sav), toptan helâk yerine kendi ümmetinin tâun/veba ile ve ta‘n ile yani Allah yolunda savaşarak yaralanma ile ölümünü dilemiş, tâun’un Allah’ın bazı kimseleri cezalandırdığı bir çeşit azap olduğunu ancak müminler için bir rahmet olduğunu söylemiştir. Yine, Müminin durumunun çok hoş olduğunu, Allah’ın takdir ettiği şeyin, mutlaka onun hayrına olduğunu, batan bir diken olsa bile mü’minin başına gelen her bir musibetin, günahlarına kefaret olduğunu ifade etmiştir. Hz. Peygamber (sav), bu hadisleriyle başa gelen musibetlerin mü’minler için her zaman olumsuz olmadığına dikkat çekmiştir. Zikrettiğimiz ayetler doğrultusunda belaların birçoğu insanoğlunun yaptıklarının bir sonucu olsa da meydana gelen her musibet için ilahi ceza denmesi de söz konusu değildir. Zira sıkıntıların en büyüğünü peygamberler çekmiştir. Bu konu tek bir bakış açısıyla ele alınamayacak kadar geniştir. Konunun bireysel, toplumsal, beşeri, ilahi ve imtihan boyutları bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Dolayısıyla çok yönlü değerlendirilmesi gereken böylesine hassas bir konunun “bela eşittir ilahi ceza” şeklinde sadece bir bölümünün ön plana çıkarılması konuyu hedefinden saptırmak olacaktır. Bu çalışmada naslar çerçevesinde, bela ve musibetlerin bireysel, toplumsal ve ilahi boyutları, bu musibetlerin maddi sebepleri yanında manevi sebeplerinin de olabileceği; her bir musibetin insanların hataları sebebiyle olmadığı ancak bazılarında insanların yaptıklarının da etkili olduğu hususları incelenecektir. Ayrıca bela ve musibetlerin iman, imtihan, ümit, tedbir, tevekkül, sabır, dua ve takdir-i ilahi gibi ana unsurlar çerçevesinde çok yönlü değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilecektir. Bununla beraber istiğfar, zikir ve namaz gibi vesilelerle kurulan ilâhî iletişimin, mutluluğa doğrudan etki ettiği de ortaya koyulacaktır. Çalışmanın içerisinde bir kısmına işaret edileceği üzere bela/musibetler, sebepleri ve sonuçlarına dair konunun farklı boyutlarının ele alındığı geniş çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu çalışmada teferruata girmeden konunun tüm yönlerinin ayet ve hadisler çerçevesinde bir bütün olarak ana hatlarıyla ele alınması hedeflenmiştir. Bu bağlamda konu iki bölüm olarak planlanmış olup birinci bölümde sebepleri açısından bela ve musibetlerde insanın rolü irdelenecek, ikinci bölümde de meydana gelen bu olaylardan sonra insanın/mü’minin tavrının nasıl olması gerektiği ortaya koyulmaya çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler:

The Role Of Man İn Troubles and Disasters (from The Verses Of The Qur'an and Hadiths)
2023
Yazar:  
Özet:

Declaring that the universe was created in a certain order, Almighty Allah said, "Do not make mischief on earth after it has been brought into order." With this statement she made, she warned humanity not to disturb the established order. Natural disasters such as epidemics, earthquakes, floods and landslides that we face in the 21st century make it necessary to draw attention to the actions of people once again. Human beings, who interfere with nature irresponsibly, disrupt the balances in the universe, and these disturbed balances return to humanity as a calamity over time. Almighty Allah knows in many verses that these calamities are the result of people's own deeds. To this situation; He emphasizes with the expressions “bimâ kesebû, “bimâ kesebet eydinnâs”, “febimâ kesebet eydiküm”, “bimâ kaddemet eydîhim”,“bimâ zalemû”. It is understood from these expressions that a significant part of the calamities are caused by human error, negligence and unjust interventions. While troubles and calamities mean punishment/retribution for some people, the same event can be a test or a lesson for other people. In this context, it is stated in the Qur'an that many troubles and calamities that have been experienced in the past, such as Noah's Flood, have been made a lesson for all humanity as follows: “As for the people of Noah, We drowned them because they denied their prophet, and made them a sign for the people. We have prepared a painful chastisement for the wrongdoers.” As can be seen, while it is stated in the verse that the cause of the torment is people's denial of the prophets, on the other hand, it is emphasized that this event is a lesson for all humanity. However, it is stated in the next verse that those who do not take lessons from these events and warnings and insist on doing what their souls want deserve punishment. However, the words of the Prophet also guide us regarding the epidemic that befell us and our attitude towards troubles. He (sas) prayed to Allah so that his ummah would not be destroyed altogether. He said that "taun" is a kind of punishment that Allah punishes some people, but it is a mercy for believers. In line with the verses we have mentioned, although most of the calamities are the result of human actions, it is out of the question to call every calamity a divine punishment. Because the prophets suffered the greatest of troubles. This topic is too broad to be tackled from a single point of view. The individual, social, human, divine and test dimensions of the subject should be evaluated as a whole. Therefore, such a sensitive issue that needs to be evaluated from multiple perspectives; Bringing only a part of it to the fore as "trouble equals divine punishment" would be to deviate the subject from its target. In this study, within the framework of the scriptures, the individual, social and divine dimensions of troubles and calamities, these calamities may have spiritual causes as well as material reasons; it will be examined that every calamity is not caused by the mistakes of people, but some of them are caused by what people do. In addition, it will be pointed out that troubles and calamities should be evaluated in a multi-dimensional way within the framework of main elements such as faith, test, hope, precaution, trust, patience, prayer and divine providence.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler






Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Dergi Türü :   Uluslararası

Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi