Türkiye oldukça uzun zamandır borç problemine sahip olan bir ülke olmuştur. Bu çıkmazın tarihi 1854'te Osmanlı Devleti’nin bilinen ilk dış borcunu aldığı ve günümüze dek devam eden süreçle başlamıştır. Osmanlı Devleti, yıkılış dönemine doğru borç almaya başlasa da, çok yakın süreçte bu durum mali iflası getirdi. Sonuç olarak acı çekerek ve ağır maliyetler ödeyerek finansal iflasa sürüklendi. Yeni kurulan Türkiye ise Osmanlı'dan acı bir mali deneyim ve ağır bir borç mirası devraldı. Ancak bu geçmiş yararlı değildi ve Türkiye Cumhuriyeti belirli dönemlerde ciddi borç krizleri yaşadı. Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin borçlanma arasında ilginç şekil ve yöntem benzerlikleri bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekleşen dış borçlanmalar proje amaçlı gelişmiş ve denk bütçe amaçlı gelişmişken sonraki dönemlerde borçlanmalar bütçe açıklarını kapatmak için yapılmıştır. Bu durum Osmanlı’da ve mirasçısı Türkiye Cumhuriyeti’nde devralınan borçların gerekli ve verimli alanlarda kullanılmamasına yol açmış ve kontrol elden kaçmıştır. Türkiye Cumhuriyeti özellikle 1950’lerden sonra yüksek boyutlarda dış ve iç borçlanmaya gitmiştir. Borçlanma durumları; iktisadı, dönem dönem büyük darboğazlara itmiştir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|