Özet:

Göçmenlik (mültecilik) insanlık tarihi kadar eski bir serüvendir. Kimi yaşam şartlarını iyileştirmek; kimi ülkelerindeki politik huzursuzluklar yüzünden her şeyi göze alarak kendi öz vatanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Bu yorucu ve ölümcül yolculuk kendilerine büyük sorunlar oluştururken, göç ettikleri ülkelerin politik ve sosyal yönden olumsuz etkilenmelerine de neden olmuşlardır.Son zamanlardaki mülteci akınlarından en fazla etkilenen ülkelerden biri de Türkiye’dir. Türkiye kendine sığınan insanları kabul etmesi ve onlara kapılarını açması çok eskiye; Osmanlı Devleti’nin İspanya Krallığı’nın baskılarından kaçan Yahudilere yardım elini uzatmasına, yani XV. yüzyıla dayanmaktadır. Bugün Güney Doğu komşularından gelen, ülkelerini, sosyoekonomik sorunlardan ve politik baskılardan kaçan 4 milyona yakın mülteciye kucak açması, tarihsel dostluk ve kardeşlik geleneğine dayanmaktadır.Türkiye, milyonları aşan mültecileri barındırmak, konuşlandırmak, iş bulmak ve sosyal hayata entegre etmek için bir yandan uluslararası anlaşmalar yaparken; diğer yandan kendi içinde bir dizi tedbirler almak durumunda kalmıştır. Bu tedbirlerin arasında “güvenlik” en önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmamızda Türkiye’nin göçmen politikalarını ve uluslararası anlaşmaları incelerken, Göçmenler için uyguladığı güvenlik politikalarını irdeleyeceğiz.

Anahtar Kelimeler: