Özet:

nsanoğlu yaklaşık 10.000 senedir yaşamda kalma adına ve yerleşik düzene geçişin etkisiyle, topraktan elde etmeye çalıştığı ürünlerin miktarını, yapısını ve verimini artırma yolunda çaba sarf etmektedir. Başlangıçta klasik yollarla amaçlanan sonuçlara ulaşılmaya çalışılmış, gelişen teknoloji insanoğluna yeni yöntemler sunmaktan geri kalmamış, GDO’lu tohumların yaygınlaşması ile de 10 bin yıldır sürdürülen geleneksel tarımın yerini yavaş yavaş yeni bir üretim sistemi almaya başlamıştır. Dünya nüfusunun giderek artması, hem bu yöndeki çalışmaları hem de bu çalışmalar paralelindeki tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Sağlıklı nesillerin yetişmesi; artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılar nitelikte ve özelliklerde tarım ürünlerinin varlığı, üretimi, denetimi ve ticareti ile bu hususların bir arada insanlığın hizmetine sunulma koşullarının uluslararası ve ulusal mevzuatlarla belirlenmesi son derece önemlidir. Tarım yoluyla elde edilen ‘’Genetiği Değiştirilmiş Bitkiler’’ ve mahsulleri için bilim adamlarınca ortaya atılmış bir çok olumlu görüşle birlikte sayısı bir o kadar fazla olan olumsuz görüşe de rastlamak mümkünken, GDO ve GDO’lu ürün gerçeğinin hayatımıza girmeye başladığı son 16 sene düşünüldüğünde, bu ürünlerin ekonomik büyüklüğü de göz ardı edilemez boyutlara ulaşmıştır. Bu bağlamda, GDO’lu ürün ithal edilirken uygulanan vergilerin, GDO’suz ürün ithalatında uygulanan vergiler ile aynı mı yoksa farklı mı olması gerektiği sorusu gündeme gelebilmektedir. Dolayısıyla GDO’lu ürünlerin ithalatında ilave vergi uygulanması ya da uygulanmaması, bu ürünleri vergisel veya ekonomik olarak da daha net bir düzlemde değerlendirme olanağı sunacaktır. Anahtar Kelimeler: GDO(Genetiği Değiştirilmiş Organizma), Biyoteknoloji, Biyogüvenlik, Biyogüvenlik Protokolü, GDO’lu mahsul İthalatı/İhracatı

Anahtar Kelimeler: