Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 2
 Görüntüleme 74
 İndirme 12
İslâmî Bir Müzakere Etiğinin İmkânı Üzerine: Taha Abdurrahman’ın Şehâdete Dayalı İletişim Teorisi
2021
Dergi:  
Marife Dini Araştırmalar Dergisi
Yazar:  
Özet:

Taha Abdurrahman, Arap-İslâm dünyasının yaşayan önemli filozoflarından biridir. Eserlerinde bütüncül ve çok yönlü bir İslâmî metodoloji inşa eden Taha Abdurrahman, teo-politik yazıları ile “fizikî ve metafizik bütünlük içerisinde müzakereci bir siyasal iletişim modeli ve İslâmî bir medya teorisi” önermektedir. Bu makale, Taha Abdurrahman’ın bir yönüyle etik, diğer yönüyle teo-politik olan şehâdete dayalı iletişim ve medya teorisi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Taha Abdurrahman’a göre, beşerî iletişim, metafizik boyutu esas alan bir yapı olarak, bir yönüyle beşerî ve kolektif, diğer yönüyle, ilahî ve vicdanîdir. Referansları bakımından fizik ve metafizik bütünlüğü gerektiren ve Elest Bezmiʼne ulaşan bu iletişim ağı, Taha Abdurrahman’a göre salt istidlâlin ötesine geçmekte, böylece o, iletişim alanında istidlâl ve şehâdet kavramlarını dengeli biçimde istihdam etmek suretiyle yeni bir müzakere etiği, iletişim modeli ve İslâmî bir medya teorisi oluşturmaktadır. Son tahlilde bu teori, -vicdan, burhan ve sultan (iktidar) kavramlarının bütünlükçü bir anlayışla ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Böylece tüm beşerî ilişkilerin etik, estetik ve epistemolojik boyutta homojen bir yapı oluşturması öngörülmektedir. Genel anlamda demokrasinin bir enstrümanı olan medya alanında ve -farklı versiyonları olmakla beraber- liberteryan teorisyenler tarafından geliştirilen müzakereci demokrasi kavramı ile ilgili birtakım iletişim teorilerinde dinî epistemolojinin etkisiz hâle getirildiği görülmektedir. Bu teorilerden biri, Taha Abdurrahman’ın, müzakeredeki kolektiflik özelliğine vurgusu nedeniyle inceleme ve mukayese konusu yaptığı Habermas’ın iletişim teorisidir. Aslında dine kayıtsızlık, Jürgen Habermasʼınki gibi demokrasinin müzakereci demokrasiye evirilmiş sivil liberteryan yorumlarında sıkça görülen bir durumdur. Oysaki müzakereci demokraside devlet dışı müzakere alanları, bir iletişim alanı olarak görülmekte, medya, sosyal medya araçları ve dernekler gibi unsurlar, devletin resmî müzakere organı parlamento ile benzer nitelikte, toplumsal iletişimin bir paydaşı olarak değerlendirilmektedir. Buna mukabil din olgusuna kayıtsız kalınması paradoksal bir durum oluşturmaktadır. Taha Abdurrahman, İslâmî bir iletişim modeli ve medya teorisi kurmak için müzakere demokrasisinin önemli temsilcilerinden Jürgen Habermas’ın iletişimsel eylem teorisinden oldukça yararlanmış, fakat aynı zamanda bu teoriye yönelik ciddi eleştirilerde bulunmuştur. Abdurrahman’ın teorisine tasavvufî bir neşve katan nevâfil hadisi, Allah’a teslimiyet ve samimi bir taat ile bağlanmış olan kulun her an yanında Allah’ın inayet ve himayesini hissedeceğini ifade eden kudsî bir hadistir ve hadis daha çok tasavvuf çevrelerinde kabul görmektedir. Taha Abdurrahman, İslâmî kümülatif bilgi dağarcığını referans almakta ve İslâm düşüncesinin tarihsel hafıza üzerinden üretimine çalışmaktadır. Ne var ki o, bu metodunda söz konusu birikime sadece kolektif ve beşerî uzlaşıya dayalı bir alan olarak bakmamaktadır. Aksine Taha Abdurrahman, insanın kendi derununda hatırasını taşıdığı metafizik hafızaya dayanmaktadır. Dolayısıyla da İslâm toplumunun bilgi üretimi ve iletişim süreçleri salt argümantasyona dayandırılamayacak şekilde vicdanî boyuta kuvvetli atıflar içeren şehâdet kavramıyla da ilgilidir. Taha Abdurrahmanʼın çalışmalarına yön veren en önemli hususlardan biri de dilsel bir paradigmaya dayanan Söz-Eylem Teorisidir. Abdurrahman bu teorisi ile pek çok yönden Batılı kaynakları referans almış olsa da Batıdakinden oldukça farklı bir pragmatik yaklaşım inşa etmektedir. Eserlerinde bütüncül ve çok yönlü bir İslâmî metodoloji inşa eden Taha Abdurrahman, iʼtimâniyye (ilahî sözleşme ve emanet paradigması) ve tedâvuliyye (pragmatik-söz-eylem kuramı) ekseninde bir düşünce dünyası oluşturmaktadır. Taha Abdurrahman, tıpkı şehâdet kavramında olduğu gibi söz eylem teorisinin zeminini oluşturan bu epistemolojik alanı da iletişim modelinde bir enstrüman olarak kullanmaktadır. Bu epistemolojik alan, geleneksel şiir ve kelâmu’l-Arab şevâhidini içermenin yanı sıra, nahiv, belagat, sünnet-i nebeviyye alanlarını referans bilgi olarak görmekte, felsefe ve mantık gibi alanları ise transfer bilgi şeklinde içermektedir.

Anahtar Kelimeler:

About the Possibility of Ethics of an Islamic Negotiation: Taha Abdurrahman's Theory of Communication Based on Witnesses
2021
Yazar:  
Özet:

Taha Abdurrahman is one of the most important philosophers living in the Arab-Islam world. Taha Abdurrahman, who builds an integral and diverse Islamic methodology in his works, suggests with his theopolitical writings "a negotiating political communication model and an Islamic media theory within physical and metaphysical integrity." This article focuses on Taha Abdurrahman's theory of communication and media based on testimony, which is ethical in one way, and theoretical in the other. According to Taha Abdurrahman, human communication, as a structure based on the metaphysical dimension, is human and collective in one sense, and in the other sense, divine and conscious. This communication network, which requires physical and metaphysical integrity in terms of its references and reaches Elest Bezmi, according to Taha Abdurrahman, goes beyond the purity, thus he creates a new negotiation ethics, communication model and an Islamic media theory by employing in a balanced way the concepts of static and witness in the field of communication. In the final assessment, this theory emphasizes that the concepts of -vicdan, burhan and sultan (power) should be addressed with a comprehensive understanding. Thus, all human relationships are predicted to form a homogeneous structure in an ethical, aesthetic and epistemological dimension. In the media field, which is a instrument of democracy in general, and - while having different versions - a number of communication theories concerning the negotiating democracy concept developed by liberal theorists appear that religious epistemology has been disrupted. One of these theories is the communication theory of Habermas, which is the subject of examination and comparison due to the emphasis of Taha Abdurrahman on the characteristics of collectivity in negotiations. Indeed, religious negligence is a situation that is frequently seen in the civil liberal comments of democracy, such as Jürgen Habermas, which are dealt with negotiating democracy. In such negotiating democracy, the fields of non-governmental negotiations are seen as a field of communication, and elements such as the media, social media and associations, the official negotiating body of the state, in a character similar to the parliament, are regarded as a part of social communication. This is a paradox in the existence of a religious existence. Taha Abdurrahman, a major representative of negotiating democracy to establish an Islamic communication model and media theory, has profited greatly of Jürgen Habermas' communication action theory, but has also made serious criticism of this theory. The theory of Abdurrahman adds a tasavvufic joy to the nevâfil hadith, a sacred hadith and hadith that expresses that the servant who is linked to God with surrender and a sincere obedience will feel the blessing and protection of Allah at every moment and is more accepted in the surroundings of tasavvuf. Taha Abdurrahman takes reference to the Islamic collective information spread and tries to produce Islamic thought through historical memory. However, he does not see the accumulation in this method as a field based on collective and human consensus. Taha Abdurrahman, on the contrary, is based on the metaphysical memory that man carries in his own depth. Therefore, the knowledge production and communication processes of the Islamic society are also related to the concept of witness, which contains strong references to the conscious dimension so that it cannot be based on simple argumentation. One of the most important aspects of Taha Abdurrahman’s work is the Word-Action Theory based on a linguistic paradigm. Although Abdurrahman has been referring to Western sources in many ways with this theory, he builds a very different pragmatic approach from the West. Taha Abdurrahman, who builds a comprehensive and diverse Islamic methodology in his works, creates a world of thought in the axis of itmaniya (the paradigm of the divine treaty and the paradigm of the trust) and therapy (the pragmatic-word-action theory). Taha Abdurrahman uses this epistemological field as an instrument in the communication model, which forms the foundation of the theory of the word action as well as in the concept of witness. This epistemological field, in addition to the traditional poem and the Kalam'l-Arab Shevâhidian, sees the fields of nahiv, belagat, sünnet-i nebeviyye as reference information, and the fields such as philosophy and logic contain the form of transfer information.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler






Marife Dini Araştırmalar Dergisi

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 107
Atıf : 94
Marife Dini Araştırmalar Dergisi