Türk kültür ve medeniyeti tarihî süreç içerisinde geniş bir coğrafyada şekillenmiştir. Bu geniş coğrafya Türklerin sosyal, siyasal, ekonomik ve askerî anlamda önemli değişim ve dönüşüm süreçleri yaşamalarına neden olmuştur. Tarihin belirli dönemlerinde Türklerde karakteristik olarak görülen hareketli yaşam tarzı aynı zamanda sosyo-ekonomik yapının buna bağlı olarak gelişmesini sağlamıştır. Diğer taraftan Türklerin yaşadığı coğrafyalardaki komşu toplumlarla olan ilişkileri zaman zaman çatışmaya da dönüşmüştür Bu bağlamda 19.-20. yüzyıl aralığına bakıldığında dünyadaki siyasal ve ekonomik sistemlerin de değişmesiyle Türk dünyasında önemli çalkantıların yaşandığı görülmektedir. Batıda Osmanlı Devleti dağılma sürecine girmiş ve önemli toprak kayıplarıyla birlikte Anadolu çevresinde büyük nüfus hareketleri yaşanmıştır. Bu durum Türk dünyasının geri kalanında aydınlar arasında tepkiyle karşılanmıştır. Özellikle Sovyet Rusya’nın işgal ve asimilasyon politikalarıyla sürgünler, askerî ve siyasi müdahaleler Türk dünyasında pek çok soruna yol açmıştır. Bu süreçte fikir adamı, şair, yazar, eğitimci ve bir aksiyoner olarak ortaya çıkan Türk aydınlarından birisi de Ahmed Cavad’dır. Bu makalenin konusunu bir Türk aydını olarak Ahmed Cavad örneğiyle Türkiye ve Azerbaycan arasındaki güçlü bağın tezahürü ve Ahmed Cavad’ın “Çırpınırdın Karadeniz” şiirinin yazılış hikâyesi teşkil etmektedir. Milletlerin zor dönemlerinde sözcülüğünü yapan ve yaşanan zorluktan çıkış yolları arayanlar toplumun öncü aydınlarıdır. Bir öncü aydın örneği olarak Ahmed Cavad hem Osmanlı’ya karşı uygulanan işgal politikalarına hem de Azerbaycan’da yaşanan siyasi baskılara kayıtsız kalmamıştır. Sovyet rejiminin baskı ve sürgünleri Ahmed Cavad’ın aile hayatına da yansımıştır. Kendisinin ölümünden sonra eşi Şükriye Hanım da aynı baskılara maruz kalarak sürgüne gönderilmiştir. Ahmed Cavad komünizm karşıtı faaliyetlerde bulunmuş ve bütün Türklerin bir arada olması gerektiğini savunmuş bir aydındır. Cavad, Azerbaycan edebiyatının önde gelen millî romantik şair ve yazarlarından birisidir. 1. Dünya Savaşının başladığı 1914 yılının Aralık ayında “iki devlet bir millet” ruhunun tezahürü olan “Çırpınırdın Karadeniz!” şiirini yazmıştır. Bu şiir bir edebiyat metni olmanın çok ötesinde bir Türk aydınının milliyet duyarlılığını ortaya koymaktadır. Şiirin daha sonra bestelenmesiyle birlikte bütün Türk dünyasında bir bayrak haline gelmesi aynı duyarlılığın yansımasıdır. Bu açıdan bakıldığında bir aydının kalemi bir milletin serencamının ifadesi olduğu görülmektedir. “Çırpınırdın Karedeniz!”, 21. yüzyılda da aynı millî ruhun diri kalmasını sağlayarak genç kuşaklara sirayet etmeye devam etmektedir.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|