Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 12
 İndirme 2
Ziya Gökalp’in Pozitivist Düşüncesinde İslam: İslam Mecmuası’ndaki Şiirleri ve Makaleleri
2022
Dergi:  
Turkish Academic Research Review
Yazar:  
Özet:

19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’da yaygınlaşan pozitivist düşünce, II. Meşrutiyet sonrası Osmanlı düşünce hayatında da temsilciler bulmaya başlar. Osmanlı pozitivist literatürünü Auguste Comte’un Osmanlı Sadrazamı Mustafa Reşid Paşa’ya pozitivist felsefenin benimsenmesi amacıyla yazdığı ünlü mektup ile başlatabiliriz. Beşir Fuat, Ahmet Rıza ve Rıza Tevfik gibi düşünürleri bu literatürün içerisine dâhil etsek de sistematik bir pozitivist akımın gelişmiş olduğundan söz etmek zordur. Pozitivist düşüncenin Osmanlı’daki en önemli temsilcilerden biri olan Ziya Gökalp bir yandan Durkheim’i takip ederken diğer yandan özgün bir sosyoloji ekolü kurma arayışına girer. Gökalp, bilimsel sosyolojik metotları kullanarak Batı medeniyeti ile Türk kültürü arasında diyalog kurar ve modernleşen Osmanlı toplumunun problemlerine çözüm arayışına girer. Milliyetçi ve Türkçü akımın fikir babası Gökalp, Batı pozitivizmini metot olarak takip ederken başta İslam dini olmak üzere yerel değerleri de teorilerine dâhil ederek yeni bir ulusal kimlik arayışındadır. Bu bağlamda Gökalp’in toplum modeli bazı noktalarda Durkheim’ın pozitivist düşüncesinden de ayrışır. Auguste Comte’un üç hal kanununa dayanan Durkheim’a göre teolojik ve metafizik aşama geçilmiş pozitivist aşamaya gelinmiştir. Buna karşılık Gökalp dini tamamen dışlamayıp İslam’ın bireyin ve toplumun oluşmasındaki başat rolü üzerine düşünür. Gökalp’in bu konudaki düşüncelerini takip edebileceğimiz en iyi kaynaklardan biri İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yayın organı İslam Mecmuası’dır. Gökalp bu dergide yayımladığı makalelerinde “içtimai usul-i fıkıh” olarak adlandırdığı yeni bir yöntemle fıkıh ve sosyoloji arasındaki problemleri çözmeye çalışırken şiirlerinde de dinin sosyal ve bireysel hayattaki yerini şairanelikten uzak bir dille anlatır. “Şiirin değil şuurun hâkim olduğu” bir devirde yaşadığımızı iddia eden Gökalp, İslam Mecmuası’nda yer alan makalelerinde derin toplumsal tartışmalar yürütürken şiirlerinde estetik kaygılardan uzak ve sade bir dille ilahi temaları toplumsal meselelerle kaynaştırarak kullanır. Bu çalışmada Ziya Gökalp’in düşüncesinde İslam’ın yeri İslam Mecmuası’ndaki makaleleri ve şiirleri üzerinden incelenecektir.

Anahtar Kelimeler:

Islam In Ziya Gokalp's Positivist Thought: His Articles and Poems In The Journal Of Islam
2022
Yazar:  
Özet:

Positivist thought, which became widespread in Europe in the second half of the 19th century, also had representatives in the Ottoman intellectual life after the Second Constitutional Monarchy. At the outset the Ottoman positivist literature begin with the famous letter written by Auguste Comte to the Ottoman Grand Vizier Mustafa Reşid Pasha in order to adopt the positivist philosophy. Although we include intellects such as Beşir Fuat, Ahmet Rıza and Rıza Tevfik, it is difficult to talk about a systematic positivist movement. Ziya Gökalp, one of the most important representatives of positivist thought in the Ottoman Empire, while following Durkheim, on the other hand, seeks to establish a unique sociology school. Using scientific sociological methods, Gökalp establishes a dialogue between Western civilization and Turkish culture and seeks solutions to the problems of the modernizing Ottoman society. While following the Western positivism as a method, Gökalp, the father of the nationalist and Turkist movement, is in search of a new national identity by incorporating national values, especially the religion of Islam, into his theories. In this context, Gökalp's model of society also differs from Durkheim's positivist thought at some points. According to Durkheim, based on the law of three stages of Auguste Comte, we passed the theological and metaphysical stage and finally came to the positivist stage. On the other hand, Gökalp does not completely exclude religion and thinks about the dominant role of Islam in the formation of the character of the individual and society. One of the best sources from which we can follow Gökalp's thoughts on this subject is the journal of the Committee of Union and Progress, the Journal of Islam. While Gökalp tried to solve the problems between fiqh and sociology with a new method he called “social fiqh” in his articles published in this journal; in his poems, he describes the place of religion in social and individual life in a style that is far from poetic. Claiming that we are living in "the age of consciousness, not poetry", while conducting deep social discussions in his articles in the Journal of Islam, he uses divine themes in his poems in a plain language, away from aesthetic concerns, by associating them with social issues. This study is an attempt to examine the place of Islam in Ziya Gökalp's sociology through his articles and poems in the Journal of Islam.

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Turkish Academic Research Review

Alan :   Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 302
Atıf : 336
Turkish Academic Research Review