Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 22
 İndirme 4
Bir Bilgi Tanımının Eleştirisi: Devvânî’nin Risâle fî Ta‘rîfi’l-‘İlm Bağlamında
2021
Dergi:  
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bu çalışmada, Celâleddîn ed-Devvânî’nin (öl. 908/1502) Risâle fî ta‘rîfi’l-‘ilm isimli risalesi tahlil edilmektedir. Risalede müteahhir dönem kimi kelamcıların benimsediği bir bilgi tanımı eleştirilmektedir. Araştırması yapılan bilgi tanımının üç bileşeni bulunmaktadır: Sıfat, temyiz ve çelişiğe ihtimali olmamak. Bilgi kategori olarak bir sıfattır. Bu sıfat ile temyiz elde edilir. Sonuç bilgidir ve bu bilginin çelişiğine ihtimali olmamalıdır. Devvânî bu bilgi tanımının sekiz ihtimalini incelemektedir. Sekiz ihtimalin her birinde farklı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Devvânî’ye göre sözü edilen tanım, her ihtimale göre sorunludur. Fakat Devvânî eleştirdiği bilgi tanımının yerine başka bir bilgi tanımı önermemektedir. Makalede öncelikle kelam düşünce tarihinde sözü edilen bilgi tanımına ulaşma süreci anlatılacaktır. İlk dönemden itibaren yapılan bilgi tanımları özetlenecektir. Tanımların güçlü ve zayıf yönleri yorumlanacaktır. İslam düşüncesinde bilginin mahiyetine yönelik iki ana akım vardır: Fahreddin er-Râzî’nin (öl. 606/1210) başını çektiği ilk akıma göre mutlak bilgi bedihidir, tanımlanamaz. İkinci akıma göre mutlak bilginin mahiyeti nazarîdir, tanımlanabilir. Makaledeki ilk başlık İslam düşüncesinde bilgi tanımları ve eleştirileridir. Çalışmadaki ikinci başlık özgünlük iddiası taşımaktadır. Çünkü Devvânî’nin anılan risalesi ilk kez değerlendirilecektir. Risalenin sonucuna göre bilginin özünü bulmak için yapılan tanım, her açıdan temelsizdir. İslam düşünce tarihinde özcülük karşıtlığının bir yansıması olarak risalenin değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Modern çalışmaların çoğu bu risaleyi Devvânî’nin eserleri arasında saymamaktadırlar. Hayreddin ez-Ziriklî (öl. 1976) tarafından kaleme alınan el-Aʿlâm adlı biyografi kitabında Risâle fî ta‘rîfi’l-‘ilm Devvânî’nin eserleri arasında sayılmıştır. Birden çok yazma nüshanın girişinde de eser, Devvânî’ye açıkça nispet edilmiştir. Çift taraflı yapılan araştırmalar sonucunda eserin müellife aidiyeti sağlanmıştır. Ancak aynı risaleyi içeren başka iki yazma nüshada eser, Şâirzâde isimli meçhul bir şahsa ait gibi gösterilmektedir. Fakat bu isimle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılmamıştır. Bu isim bir müellif olmaktan çok müstensih ismine benzemektedir. İki ismin birbirine karıştırılması sonucunda böyle bir yanlışlık olmuş gibi gözükmektedir. Devvânî’nin küçük hacimli bu risalesi dönemin ilmi atmosferine ve entelektüel seviyesine ışık tutacak niteliktedir. Adudüddîn Îcî’nin (öl. 756/1355) Mevâkıf adlı klasik kelam kitabında sözü edilen bilgi tanımı diğer bilgi tanımlarından üstün tutulmaktadır. Kusursuz olarak takdim edilen bu bilgi tanımı yerine Cürcânî (öl. 816/1413) Şerh-i Mevâkıf’ta Mâtürîdî’ye (öl. 333/944) atfedilen bilgi tanımını tercih etmiştir. Bu tercih, Devvânî’nin de içinde bulunduğu gelecek kuşaklar için örtük bir eleştiri kabul edilmiştir. Cürcânî’nin gelişigüzel tercih de bulunmadığı yorumunu yapanlar, tanımın üzerine giderek eleştirileri devam ettirmiştir. Risalede ortaya konulan ince işçilik, eleştirel düşüncenin yoğun bir şekilde işletildiğini gözler önüne sermektedir. Risalenin doğru anlaşılması mantık ilminin bilinmesine ve takip edilmesi ise yoğun bir dikkate bağlıdır. Mantık ilminin tasavvur, tasdik, hüküm, nakz gibi kavramlarından alınan yardımla bilginin tanımı çeşitli açılar incelenmektedir. Mantık ilminde kesin, zan, taklit, şüphe gibi bilginin her türlü katmanı tek tek araştırılmaktadır. Kelam ilminde ise bilginin ideal düzeyi olan kesin olmasına dikkat edilmektedir. Kesin olmayan bir bilinen, kelam ilminde bilgi sayılmamaktadır. Çünkü kelamcıların temel hedefi, dinî inançları kesin bilgi üzerine inşa etmektir. Kesin olmayan, muhtemel bilginin başka bir şeye temel olması yanlıştır. Bilinenler arasındaki bir bilginin kesinlik düzeyine ulaşması için doğru olması ve diğer ihtimalleri dışarıda bırakması gerekmektedir. Devvânî’nin risalesinde incelediği bilgi tanımındaki kesinlik için koşulan diğer şart aksinin yanlış olmasıdır. Bir bilginin kesin doğru sayılması tersinin yanlış olmasına bağlıdır. İşte bu risalede ihtimal dışı bırakılmak istenen çelişiklerin veya çelişkinin nerede aranacağı tartışılmaktadır. Bilgi, insan zihninden, dış dünyadan veya ikisi arasındaki ilişkinin kendisinden ayrılmamaktadır. Öyleyse çelişki bu üç alanda aranmalıdır. Risalede Devvânî bilgi tanımını bu üç alanı dikkate alarak eleştirmektedir.

Anahtar Kelimeler:

A Criticism Of The Definition Of Knowledge: In The Context Of Jalāl Al-dīn Dav-vānī’s Risāla Fī Taʻrīf ʻilm
2021
Yazar:  
Özet:

This study discusses the treatise of Jalāl al-Dīn Davvānī (d. 908/1502) named Risāla fī taʻrīf ʻilm. This treatise criticizes a definition of knowledge adopted by some theologians in the late period (mutaʾakhkhirīn). The definition of knowledge at issue consists of three components: Attribution, discernment, no possibility of contradiction. Knowledge is an attribute as a category and with this attribution, a discernment is obtained. As a result of this process knowledge is acquired and there should be no possibility of this knowledge to be inconsistent. Davvānī examines eight possibilities of the definition on knowledge. In each of these eight possibilities a different problems arises. According to Davvānī, the definition mentioned is problematic in all probability. Nonetheless, Davvānī does not propose another definition of knowledge that can replace the definition of knowledge that he criticizes. This article represents the process of reaching the definition of knowledge stated in the history of theological thought. The definitions on knowledge made from the first period (al-mutaqaddimīn) are summarized and the strengths and weaknesses of these definitions are explained. There are two main approaches regarding the nature of knowledge in Islamic thought: According to the first approach pioneered by Fakhr al-Dīn Rāzī (d. 606/1202), absolute knowledge is a priory (badīhī) and undefinable. According to the second one, the nature of absolute knowledge is a posteriori (naẓarī) and definable. The first part of this article includes the definitions and criticisms of knowledge in Islamic thought. The second part discusses the claim of originality. In the second part, Davvānī’s treatise will be evaluated for the first time. According to the conclusion of the treatise, the definition made to find the essence of knowledge is unfounded in all respect. It is important to evaluate the treatise as a reflection of anti-essentialism in the history of Islamic thought. Most contemporary studies do not count this treatise among Davvānī’s works. In the biography book al-Aʿlām written by Khayr al-Dīn al-Ziriklī (d. 1976), Risāla fī taʻrīf ʻilm is counted among the works of Davvānī. In the introduction of more than one manuscript, the work is clearly attributed to Davvānī. As a result of the double-sided research, it has been ensured that the work belongs to Davvānī. However, in other two manuscripts containing the same treatise, the work is shown as belonging to an unknown person named Şāirzāda. But there is no information found about this person. This name seems more like a copyist (mustansıh) than an author. Possibly, such a mistake occurred as a result of confusing the two names. Davvānī’s small volume treatise sheds light on the intellectual atmosphere and level of its period. The definition of knowledge mentioned in the classical theology book of ‘Aḍud al-Dīn al-Ījī (d. 756/1355) called al-Mawāqif is superior to other definitions of knowledge. Instead of this definition of knowledge, which is presented as perfect, Jurjānī (d. 816/1413) preferred the definition of knowledge attributed to al-Māturīdī (d. 333/944) in the Sharḥ al-Mawāqif. This preference has been accepted as an implicit criticism for future generations, including Davvānī. Those who claimed that Jurjānī did not taken a random choice, carried on their criticism by going over the definition. The fine craftsmanship revealed in the treatise reveals that critical thinking is used intensively. The properly understanding of the treatise depends on knowing the science of logic and following it with intense attention. The definition of knowledge is examined from various angles with the help of concepts such as conception, ratification, judgment and contradiction (nakz) of the science of logic. In the science of logic, every layer of knowledge such as certainty, conjecture, imitation, doubt is investigated one by one. In the science of kalām, attention is paid that the ideal level of knowledge is precise. An uncertain knowledge is not considered knowledge according to kalām. Because the main goal of theologians is to build religious beliefs on the obtained certain knowledge. It is not accepted to base knowledge to a probable information on imprecise knowledge. For a knowledge among the knowns to reach the level of certainty, it must be correct and exclude other possibilities. Another condition is required for certainty in the definition of knowledge that Davvānī examines in his treatise is that the opposite is wrong. The fact that a piece of information is considered true depends on the fact that its reverse is false. In this treatise, it is discussed how to look for the contradictions or discrepancy that are wanted to be excluded. Knowledge is inseparable from the human mind, from outside of the world, or from the relationship between the two.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler






Cumhuriyet İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 1.205
Atıf : 2.536
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi