Osmanlı, Ön Asya, Avrupa ve Afrika gibi dünyanın en eski kıtalarına yayılmış büyük imparatorluktu. Bu coğrafyalar aynı zamanda dünyanın en önemli ticaret merkezleri olan Akdeniz ve Karadeniz’e ev sahipliği yapmaktaydı. Bu iki ticaret merkezinin tartışılmaz lideri konumunda olan Osmanlılar, yüzyıllar boyunca birçok devletle bu sayede ticari münasebetler kurmuştu. Bu devletlerden biri olan Rusya ile olan ticari ilişkileri ise ilk kez XV. Yüzyılda başladı. Rus Çarı III. İvan’ın ikili ticari ilişkileri düzene sokmak adına elçilerini İstanbul’a göndermesiyle başlamış oldu. Bu evre iki ülke arasında dostluk ve dayanışma dönemi olarak anıldı. Bu dönemden sonra iki ülke ilişkileri sürekli bir mücadele ve savaş ortamında geçmeye başladı. Özellikle Rusların yayılma ve genişleme politikasının merkezinde Karadeniz ve Akdeniz havzasının olması bunda en önemli etkendi. Ruslar, Osmanlılara karşı kazandıkları her savaş sonları imzalanan antlaşmalara ticari açıdan yeni imtiyazlar içeren maddelerde ekleterek ticaret ağını genişletmekteydi. Ruslar, bu şekilde XVIII. yüzyılın sonuna dek Osmanlı aleyhinde sınırlarını genişlettikleri gibi Karadeniz’den Akdeniz’e kadar Osmanlı karasularında serbest ticaret hakkını da elde ettiler. Bu çalışma; Osmanlı Devleti ve Rusya arasında XVIII. yüzyılda yaşanan ticari sorunlar başta olmak üzere, Osmanlı tarihi araştırmalarının ana kaynakları olan arşiv vesikaları ve bu alanda yapılmış diğer tetkik eserlerden faydalanılarak, hazırlanmıştır
The Ottoman was a great empire spread to the oldest continents of the world, such as Eastern Asia, Europe and Africa. These geographies were also home to the Mediterranean and the Black Sea, the world’s most important trading centers. The Ottomans, who are in the position of the unmatched leader of these two trade centers, have established trade relations with many states for centuries. For the first time, the Russian Federation, which is one of these countries, has trade relations with Russia. It began in the century. The Russian Tsar III. Ivan began with sending his ambassadors to Istanbul in order to settle the bilateral trade relations. This period was referred to as a period of friendship and solidarity between the two countries. After this period, the relations between the two countries began to pass in a constant battle and war environment. It was
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|