Wittgenstein, kesinlik konusundaki görüşlerini, Moore’un düşüncelerinin eleştirisinden hareketle ortaya koyar. Ona göre Moore’un ortaya koyduğu önermeler, dil oyunlarımızın temelleridir ve onun yaklaşımı bu temelleri kuşkuya açık hale getirir. Oysa bu temellerden kuşku duymanın haklı bir gerekçesi yoktur. Onlardan kuşku duyulması, tüm rasyonel düşünce sistemini tehlikeye sokar; çünkü rasyonel düşünce, aslında bu temeller üzerinde yükselir. Bazı özel durumlarda bu temeller değişebilir; bu değişimle beraber, temeller yerini başka temellere bırakır. Aynı zamanda kesinlik de kendi içinde, öznel ve nesnel olmak üzere ikiye ayrılır. Öznel kesinlik, bireysel emin oluşu, bir şeyden hiç kuşku duyulmamasını ifade ederken; nesnel kesinlik, nesnel bir temele dayandığı için kuşkunun olmadığı durumları ifade eder. Burada bireysel inançlar öznel kesinliğe, kuşkunun mümkün olmadığı durumlar da nesnel kesinliğe denk düşer. Bu makalede birbiriyle bağlantılı iki şey yapılmaya çalışılacaktır. İlk olarak Wittgenstein'ın Moore eleştirisi üzerinden geliştirdiği kuşku ve kesinlik kavramlarını çözümlenecektir. İkinci olarak ise Wittgenstein’ın yaptığı çözümlemenin realiteye uygunluğunu gerek bilim tarihi gerekse realiteden örneklerle gösterilmeye çalışılarak, bir Wittgenstein savunusu yapılacaktır.
Wittgenstein, kesinlik konusundaki görüşlerini, Moore’un düşüncelerinin eleştirisinden hareketle ortaya koyar. Ona göre Moore’un ortaya koyduğu önermeler, dil oyunlarımızın temelleridir ve onun yaklaşımı bu temelleri kuşkuya açık hale getirir. Oysa bu temellerden kuşku duymanın haklı bir gerekçesi yoktur. Onlardan kuşku duyulması, tüm rasyonel düşünce sistemini tehlikeye sokar; çünkü rasyonel düşünce, aslında bu temeller üzerinde yükselir. Bazı özel durumlarda bu temeller değişebilir; bu değişimle beraber, temeller yerini başka temellere bırakır. Aynı zamanda kesinlik de kendi içinde, öznel ve nesnel olmak üzere ikiye ayrılır. Öznel kesinlik, bireysel emin oluşu, bir şeyden hiç kuşku duyulmamasını ifade ederken; nesnel kesinlik, nesnel bir temele dayandığı için kuşkunun olmadığı durumları ifade eder. Burada bireysel inançlar öznel kesinliğe, kuşkunun mümkün olmadığı durumlar da nesnel kesinliğe denk düşer. Bu makalede birbiriyle bağlantılı iki şey yapılmaya çalışılacaktır. İlk olarak Wittgenstein'ın Moore eleştirisi üzerinden geliştirdiği kuşku ve kesinlik kavramlarını çözümlenecektir. İkinci olarak ise Wittgenstein’ın yaptığı çözümlemenin realiteye uygunluğunu gerek bilim tarihi gerekse realiteden örneklerle gösterilmeye çalışılarak, bir Wittgenstein savunusu yapılacaktır.
Wittgenstein expresses his views on the question of certainty with motion from the criticism of Moore’s thoughts. According to him, Moore’s suggestions are the foundations of our language games, and his approach makes these foundations open to doubt. However, there is no reason to doubt these foundations. The suspicion of them puts the entire rational thinking system in danger; for rational thinking, in fact, rises on these foundations. In some particular cases, these foundations may change; with this change, the foundations place other foundations. In the same time, the certainty is divided into two in itself, objective and objective. Subjective certainty means individual certainty, whereas objective certainty means situations where there is no doubt because it is based on an objective basis. Here individual beliefs are equal to the objective certainty, and the circumstances where doubt is not possible are equal to the objective certainty. In this article we will try to do two things related to each other. First, we will address the concepts of doubt and certainty developed by Wittgenstein through Moore’s criticism. Secondly, Wittgenstein’s analysis will be defended by trying to demonstrate the conformity to reality with examples from reality, whether it is necessary for scientific history or history.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|