Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 93
 İndirme 24
Asur ve Urartu Devleti’nin Manna Ülkesi Üzerindeki Hâkimiyet Politikası
2017
Dergi:  
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi
Yazar:  
Özet:

Manna adına ilk kez Sumer ve Akad yazıtlarında rastlanmaktadır. M.Ö. I. bin yıldan  itibaren Urartu ve Asur krallarının bırakmış oldukları çivi yazılı belgelerde de bu isim geçmektedir. Urmiye Gölü’nün güneyinde yer alan Manna ülkesinin ticaret yolları üzerinde bulunmasından dolayı büyük bir önemi vardı. Bu bölgeye hâkim olan devlet, Güneydoğu Anadolu ve Orta Asya’ya giden kervan yolunu kontrol etmekle kalmayıp, düşmanlarının da önemli ticaret yolları ile olan bağlantılarını kesmiş oluyordu. Bu sebeplerle Manna ülkesi, bölge hâkimiyetini ellerinde tutmak isteyen Asur ve Urartu gibi devletlerin sürekli mücadele sahasını oluşturdu. Manna ülkesinin ise bu iki güçlü devletin karşısında hâkimiyetini devam ettirmek için bazen Urartulara karşı Asurlulardan yardım istediği, bazen de Asur Devleti’ne karşı isyan ettikleri çivi yazılı belgelerden anlaşılmaktadır.Kral III. Salmanassar’dan itibaren Asur kralları düzenli olarak Manna ülkesine seferler düzenlemişlerdir. Yeni Asur dönemine ait çivi yazılı belgelerden Asur krallarının özellikle at ihtiyaçlarını karşılamak için Manna ülkesine sefer yaptıkları ve bölgeden vergi olarak at aldıkları anlaşılmaktadır. At üzerinden vergi alınması bölgede iyi cins at yetiştirildiğinin kanıtıdır. Asur krallarının bölgeye sefer düzenlemelerinin bir diğer nedeni ise haraç ödeyen vasal devletlerin sayısını artırmaktır.   Eskiçağ toplumları açısından at büyük bir önem taşıyordu. Uzun mesafelerde eşek ya da deve kadar iyi olmasa da at da önemli bir ulaşım aracıydı. Atın ulaşım aracı olmasının yanında diğer bir özelliği de savaşlarda etkili bir şekilde kullanılmasıydı. Bu özelliği atın ticari hayatta da önemini artırmıştı. Atı olmayan toplumlar atlı birlikleri olan kavimlerin karşısında kaybetmeye mahkûmdu. Dolayısıyla, eskiçağda atın gerek ulaşım aracı gerekse askeri ve ticari bir meta olarak kullanıldığını düşünürsek bölgenin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Demir çağında şiddetli kuraklık nedeniyle ortaya çıkan kargaşa sonucunda Orta Asya’dan batıya doğru bir göç meydana gelmişti. Bu göçün neticesinde M.Ö. VIII. yüzyılda Karadeniz’in kuzeyinde İskit ve Kimmerler yeni bir tehdit olarak ortaya çıkmıştı. Manna ülkesinin, Asur ve Urartu kaynaklarında atlı kavimler diye bahsedilen İskit ve Kimmerler'in geçiş noktasında olması diğer bir ifade ile Urartu ile Asur arasında bir tampon vazifesi görmesi iki devleti sürekli karşı kaşıya getiren bir başka neden olmuştu.

Anahtar Kelimeler:

The Sovereignty Policy Of The Assyrian and Urartu States On The Manna Country
2017
Yazar:  
Özet:

The name of Manna is found for the first time in Sumerian and Acadians inscriptions. This name is also mentioned in the cuneiform written by the kings of Urartians and Assyria from the  first millennium BC. The country of Manna located south of Urmiya Lake, had a great importance because it was located on trade routes. The state dominated this region, not only to control the caravan route to Southeast Anatolia and Central Asia, but also to prevent its enemies from linking to important trade routes. For this reason, the country of Manna created the constant struggle of states such as Assyria and Urartu, who wanted to keep the territorial dominion under their control. It is understood from the cuneiform documents that Manna country wanted assistance from the Assyrians against the Urartians and sometimes rebel against the Assyrian State in order to maintain their dominance against these two powerful states.   From King Salmanassar III, Assyrian kings regularly organized expeditions to the land of Manna. Cuneiform documents from the New Assyrian period indicate that the Assyrian kings have organized expeditions to Manna to meet their horse needs and it is understood that they collected horses as taxes in the region. Taking tax on horse is proof that blood horses are raised in the region. Another cause of Assyrian kings' expeditions is to increase the number of vassal states that pay tribute.Horse is of great importance in terms of ancient societies. Although not as good as a donkey or camel in long distances, the horse was also an important means of transportation. In addition to being a transport vehicle, another feature was its effective use during wars. This feature has also increased its importance in commercial life. Non-horse societies were condemned to lose against the tribes of horsemen. Therefore, if we think that in ancient times horse was used as a military and commercial commodity, the significance of the region will be better understood.   As a result of the turmoil caused by the severe drought in the Iron Age, a migration from Central Asia to the west occurred. As a result of this migration, Scythians and Cimmerians emerged as a new threat to the north of the Black Sea in the 8th century BC. Transit point existence of Scythians and Cimmerians, who are referred to as the tribes with horseman in the sources of Manna, Assyrians and Urartians, in other saying, a kind of buffer zone structure of Manna country was another reason which faces them.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler










Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 908
Atıf : 1.141
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi