İkinci Dünya Savaşında demokratik devletlerin elde etmiş oldukları başarı, Türkiye üzerinde etkili olmuş ve 1945 yılında ikinci bir siyasi partinin kurulması sağlanmıştır. Böylece, Türkiyede çok partili siyasal hayat resmen ve fiilen başlamıştır. 1946 yılında kurulan Demokrat Parti (DP), 1950 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) karşısında büyük bir başarı elde ederek tek başına iktidara gelmiştir. 10 yıl tek başına iktidarda kalan Demokrat Parti, 27 Mayıs 1960 tarihli askeri darbe ile yönetimden uzaklaştırılmıştır. 1961 seçimlerinden sonra Türkiye için koalisyonlu yıllar başlamış, bu durum 1965 yılına kadar devam etmiştir. 1965 seçimlerinde tek başına iktidara gelen Adalet Partisi ise, 12 Mart 1971 Muhtırasına kadar iktidarda kalmıştır. 27 Mayıstan sonra 12 Mart Muhtırası, Türk demokrasisine vurulan ikinci darbe niteliğindedir. Çünkü seçimle iktidara gelen Demirel Hükümeti, istifa etmek zorunda kalmıştır. Bu arada partisinden istifa eden CHP Kocaeli Milletvekili Nihat Erim, başbakan olarak atanmıştır. Nihat Erim, çoğunluğu Meclis dışından olmak üzere parti üyelerinin de içinde bulunduğu yeni bir hükümet kurmuştur. 12 Mart Muhtırasında öngörülen reformların gerçekleştirilmesi amacıyla kurulan Erim Hükümeti, Meclisten güvenoyu alarak faaliyetlerine başlamıştır. Muhtıranın gölgesinde kurulan bu hükümet, zorunlu görülen icraatları yapma gayreti içerisinde olmuştur. Bu makalede, demokrasinin çıkmaza girdiği bir süreçte I. Nihat Erim Hükümetinin kuruluşu değerlendirilmiştir.
Field : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|