Bir dilin örgüsünü oluşturan sözcükler, sadece birtakım seslerin bir araya gelmesiyle kurulmuş simgeler olarak değil, o dili konuşan toplumların sözlü ve yazılı geleneğini yansıtan ögeler, kavramlar dünyası, maddi ve manevi kültürün bir aynası olarak düşünülmelidir. Bu açıdan sözcükler, hem kültür hem de dil tarihi bakımından önemlidir. Yaşamlarını sürdüren sözcükler kadar dil içi ya da dil dışı etkenlerle yitirilen, unutulan sözcüklerin de bir değeri vardır. Bunlar; dilin tarihi seyri içinde ses, yapı, anlam değişmelerine uğrasa da, toplumun ve bireyin yaşamında yeri kalmadı gibi görülse de aslında varlıkları o dilin söz varlığından silinmez. Bu çalışmada, Milli Kütüphane’de A 3755/20 numarada kayıtlı yazmanın 89a-95a yaprakları arasındaki Hikâyet-i Ashâbi’l-Kehif adlı eserin söz varlığı incelenmiştir. Amaç, Eski Anadolu Türkçesi metin ve sözlüklerinde yer almayan, çok az rastlanan ya da bu yazmalardaki ses ve/veya biçim özellikleri ile ilk kez karşılaştığımız sözcükleri tespit etmek; bunların temeline inmek; geçirdikleri tarihsel gelişmelere uzanmak; eski biçimlerine ve anlamlarına ulaşmak ve tarihsel Türkiye Türkçesinin söz varlığına katkıda bulunmaktır.<
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|