Diabetes Mellitus, son 10 yılda prevalansı dünya çapında ciddi artış gösteren bir halk sağlığı sorunudur. Çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan diyabetin patogenezinde yetersiz fiziksel aktivite ve yanlış beslenme alışkanlıklarını içeren olumsuz yaşam tarzı değişikliklerine bağlı olarak meydana gelen insulin direnci ile genetik faktörlerin önemli rol oynadığı kabul gören yaygın görüşler arasındadır. Ancak son yıllarda çevresel faktörlerin de diyabet patogenezindeki etkisini gösteren kanıtlar ortaya çıkmıştır. Bu faktörlerden en çok üzerinde durulan ise mikrobiyotadır. Yürütülen çalışmalarla da mikrobiyotadaki değişen bakteri dengesinin; bağırsak geçirgenliğinde artışa, kanda Glukagon Benzeri Peptid-1 ve Glukagon Benzeri Peptid-2’nin azalmasına ve endotoksin artışına neden olduğu gösterilmiştir. Bu hormonal değişiklikler ve endotoksemi ise hedef organlarda lipogenez, yağ kütlesi, inflamasyon ve makrofaj inflitrasyonunda artış; insülin duyarlılığı, beta hücre kütlesi ve plazma insülin düzeyinde ise azalmaya neden olarak diyabetin ortaya çıkmasına katkıda bulunmaktadır. Diyabetin önüne geçebilmek ya da komplikasyonlarının oluşumunu engelleyebilmek için bağırsak mikrobiyotasında meydana gelen değişikliklerin eski haline getirilmesi ise temel amaçtır. Mikrobiyotayı düzenlemek için esas olan beslenmedir ve son yıllarda yapılan çalışmalarla prebiyotik ve probiyotik müdahaleleri ile bağırsak florasının eski haline getirilebileceği belirtilmektedir. Prebiyotikler ve probiyotiklerin diyabetik hastalarda inflamasyonu azaltmada, kan lipit profilini optimal seviyelerde tutmada, kilo kontrolünü sağlamada, antioksidan savunmayı düzeltmede, insülin duyarlılığını ve pankreas β-hücre fonksiyonlarını iyileştirerek kan şekeri regülasyonunu sağlamada etkili olduğu gösterilmiştir.
Diabetes Mellitus is a public health problem that has seen a serious increase in prevalence worldwide over the last 10 years. Insulin resistance, which occurs due to negative lifestyle changes, including insufficient physical activity and bad nutritional habits, in the pathogenesis of diabetes that occurs due to a variety of causes, is among common views that genetic factors play an important role. However, in recent years there have been evidence of the effects of environmental factors on diabetes pathogenesis. The most important of these factors is microbiology. Studies have also shown that the variable bacterial balance in the microbiot causes increased intestinal transitivity, reduced blood glucagon-like peptide-1 and glucagon-like peptide-2 and increased endotoxins. These hormonal changes and endotoxemia contribute to the increase in lipogenesis, fat mass, inflammation and macrophage inflation in the target organs; insulin sensitivity, beta-cell mass and plasma insulin levels contribute to the development of diabetes, which leads to a decrease. The main objective is to prevent diabetes or to prevent the formation of complications, making the changes that occur in the intestinal microbiot old. The main thing to regulate the microbiology is the nutrition, and studies in recent years have shown that by probiotic and probiotic interventions, intestinal flora can be old. Prebiotics and probiotics have been shown to be effective in reducing inflammation in diabetic patients, keeping the blood lipid profile at optimal levels, ensuring weight control, correcting antioxidant defense, improving insulin sensitivity and pancreatic β-cell functions, ensuring blood sugar regulation.
Alan : Sağlık Bilimleri
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|