Özet:

Irak ve Suriye savaşları yüzünden milyonlarca insan hayatta kalmak için başta yakın komşu ülkeler olmak üzere göç etmiştir. Türkiye, Suriye’de yaşanan iç savaş ve zulümler nedeniyle bir “göç akını”na uğramıştır. Bugün Türkiye’de üç buçuk milyon göçmen/mülteci/sığınmacı bulunmaktadır. Bu yoğunlukta göçmen ve mültecinin topluma dâhil olması beraberinde bazı yeni durumlar ve riskler getirmektedir. Her şeyden önce göç ile toplumda ırk, etnisite, dil ve kültürde çeşitlilik artmakta ve bu durum bazen ayrışma ve çatışma yaratabilmektedir. Artan çeşitlilik, sosyal ve ekonomik açıdan bazı fırsatları barındırmakla beraber, özellikle ekonomi temelli kaygılar göçmenlerin/mültecilerin sorun olarak algılanmasına ve tepkiler oluşmasına sebep olmaktadır. Sosyal problemler sosyolojisi perspektifinden göç ve mültecilik konusunu teorik olarak ele alacağımız bu makalede, göç akınının işgücü, istihdam, ekonomik kaynaklar üzerindeki olası etkilerini ve göçle artış gösteren ırksal/etnik çeşitliliğin yeni gerilimler yaratabilecek olası sonuçlarını ele alacağız. Ortaya çıkabilecek potansiyel sorunların yanında olası fırsatları ve katkıları da değerlendireceğiz.

Anahtar Kelimeler: