Bu araştırma yaşlıların sosyal sermayelerine odaklanmıştır. Bu kapsamda araştırmanın temel sorusu sosyal sermaye kuramı çerçevesinde yaşlılar sosyal ilişkilerini nasıl gerçekleştirmekte, kimlerle birlikte olmakta, neler yapmakta, gönüllü ve sivil topluluklara toplumsal katılımları nasıl olmaktadır? Çalışmanın amacı katılımcıların aile, akrabalık, arkadaşlık, komşuluk ilişkileri ve beklentileri ile güven duygusu ve topluma katılım (gönüllü-sivil topluluklara) ile sosyo-kültürel faaliyetlerde bulunma durumlarına ilişkin deneyimlerini tespit etmektir. Araştırma nitel bir çalışma olup, Ankara’da ikamet eden 65 yaş ve üzeri 16 katılımcı ile yarı-yapılandırılmış soru formu kullanılarak derinlemesine görüşmeler yoluyla veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların aile ve akrabalarıyla olan ilişkileri olumlu olarak değerlendirilmiş, çocukları ve torunlarının onlar için önemli sosyal ilişki aktörleri oldukları sonucuna varılmıştır. Aile ilişkilerinin ise güvenli bağlarla kurulduğu ve sosyal destek mekanizması olarak katılımcılara yardımcı bir işleve sahip olduğu görülmektedir. Güven ilişkisi kurarken samimiyet ve karşılıklı paylaşımdan mutlu olan katılımcılar, en büyük güven kaynağının aileleri olduğunu belirtmişlerdir. Aile ve komşuluk ilişkilerinin yalnızlıklarını önemli ölçüde giderdiği saptanmıştır. Ayrıca katılımcıların çoğunun toplumsal katılım bakımından çeşitli sebeplerle gönüllü faaliyetlerde yer almadıkları, kurumların sağladığı imkanlardan yararlanmadıkları ve sosyo-kültürel faaliyetlere katılmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.
This study focuses on the social capital of the elderly. In this context, the main question of the research is: in the framework of the social capital theory, how do the elderly implement their social relationships, with whom they are, what do they do, how do they participate in the social activities of volunteers and civil communities? The aim of the study is to identify the experiences of participants in family, relativity, friendship, neighbourhood relations and expectations, and their sense of confidence and participation in society (volunteer-civil communities) and their status of participation in socio-cultural activities. The research is a study of quality, and the data was collected through deep conversations using a semi-constructed question form with participants aged 65 and over 16 who reside in Ankara. According to the results of the study, the participants’ relationships with their families and relatives were positively evaluated, and the conclusion was that their children and grandchildren were important social relationships for them. Family relationships are established with secure connections and have a function of helping participants as a social support mechanism. Participants who are happy with intimity and mutual sharing while building a trust relationship said that the greatest source of trust is the families. The family and neighborhood relationships have significantly eliminated loneliness. Moreover, the conclusion was that many participants did not participate in voluntary activities for various reasons in terms of social participation, did not take advantage of the opportunities provided by the institutions and did not participate in social and cultural activities.
Bu araştırma yaşlıların sosyal sermayelerine odaklanmıştır. Bu kapsamda araştırmanın temel sorusu; sosyal sermaye kuramı çerçevesinde yaşlılar sosyal ilişkilerini nasıl gerçekleştirmekte, kimlerle birlikte olmakta, neler yapmakta, gönüllü ve sivil topluluklara toplumsal katılımları nasıl olmaktadır? Çalışmanın amacı katılımcıların aile, akrabalık, arkadaşlık, komşuluk ilişkileri ve beklentileri ile güven duygusu ve topluma katılım (gönüllü-sivil topluluklara) ile sosyo-kültürel faaliyetlerde bulunma durumlarına ilişkin deneyimlerini tespit etmektir. Araştırma nitel bir çalışma olup, Ankara’da ikamet eden 65 yaş ve üzeri 16 katılımcı ile yarı-yapılandırılmış soru formu kullanılarak derinlemesine görüşmeler yoluyla veriler toplanmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların aile ve akrabalarıyla olan ilişkileri olumlu olarak değerlendirilmiş, çocukları ve torunlarının onlar için önemli sosyal ilişki aktörleri oldukları sonucuna varılmıştır. Aile ilişkilerinin ise güvenli bağlarla kurulduğu ve sosyal destek mekanizması olarak katılımcılara yardımcı bir işleve sahip olduğu görülmektedir. Güven ilişkisi kurarken samimiyet ve karşılıklı paylaşımdan mutlu olan katılımcılar, en büyük güven kaynağının aileleri olduğunu belirtmişlerdir. Aile ve komşuluk ilişkilerinin yalnızlıklarını önemli ölçüde giderdiği saptanmıştır. Ayrıca katılımcıların çoğunun toplumsal katılım bakımından çeşitli sebeplerle gönüllü faaliyetlerde yer almadıkları, kurumların sağladığı imkanlardan yararlanmadıkları ve sosyo-kültürel faaliyetlere katılmadıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Mimarlık, Planlama ve Tasarım; Sağlık Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|