Amaç: Bu çalışmanın amacı hastanemize başvuran erişkinlerde D vitamini eksikliği olup olmadığını belirlemek; yaşa, cinsiyete ve mevsimlere göre 25-Hidroksi vitamin D (25-OH D) düzeyleri arasında fark olup olmadığını tespit etmektir. Gereç ve Yöntem: 2014 yılı Ocak-Aralık ayları arasında Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesine başvuran 25-OH D düzeyi çalışılan 18-70 yaş arası 12389 hasta retrospektif olarak incelendi. D vitamin düzeyi >80 ng/ml olan hastalar değerlendirme dışı bırakıldı. Serum 25-OH D düzeyinin <12 ng/ml olması ciddi eksiklik, 12-20 ng/ml hafif orta derecede eksiklik, 21-30 ng/ml arası yetersizlik, >30 ng/ml yeterlilik olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmamıza 10498 (%85) kadın, 1891 (%15) erkek dahil edildi. 25-OH D düzeyi ortalaması kadınlarda 14.61±13.43 ng/ml, erkeklerde 16.81±10.29 ng/ml bulundu. D vitamini düzeyleri, yaş grupları arasında hem erkek hem de kadın hastalarda istatistiksel olarak anlamlılık gösterdi (p<0.001). Hem kadınlarda hem erkeklerde 25-OH D düzeyleri kış mevsiminde en düşük, yaz mevsiminde en yüksek düzeyde bulunup, mevsimler arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdi (p<0.001). Ciddi yetersiz (<12 ng/ml) D vitamini oranı kadınlarda %59, erkeklerde %36 bulunurken, yetersiz (<20 ng/ml) D vitamin oranı ise kadınlarda %78 erkeklerde ise %73 olarak bulundu. Sonuç: Bu çalışmamızda hastanemize Elazığ ve çevre illerden başvuran hastalarda çok ciddi D vitamini yetersizliği tespit edilmiştir. D vitamin eksikliğinin birçok önemli hastalığa eşlik ettiği düşünülürse D vitamininden zenginleştirilmiş yiyecekler veya D vitamini destek tedavisi daha fazla önem kazanmaktadır
Purpose: The purpose of this study is to determine whether adults who apply to our hospital have vitamin D deficiency; whether there is a difference between the levels of 25-hydroxy vitamin D (25-OH D) according to age, gender and season. Tools and Methods: 12389 patients between the ages of 18 and 70 who were studied at the 25-OH D level that applied to the Elazığ Fırat University Hospital between January and December 2014 were examined retrospective. Patients with a vitamin D level of >80 ng/ml were dismissed. Serum 25-OH D levels were considered to be a serious deficiency of <12 ng/ml, 12-20 ng/ml was a mild medium deficiency, a deficiency of 21-30 ng/ml, a sufficiency of >30 ng/ml. Results: Our study included 10498 (%85) women, 1891 (%15) men. The average 25-OH D level is 14.61±13 in women. 43 ng/ml, 16.81 ±10.29 ng/ml found in men. Vitamin D levels showed statistically meaningfulness in both male and female patients between age groups (p<0.001). In both women and men, 25-OH D levels were the lowest in winter, the highest in summer, and statistically significant differences between seasons (p<0.001). The severe deficiency (<12 ng/ml) of vitamin D was 59% in women, 36% in men, while the deficiency (<20 ng/ml) of vitamin D was 78% in women and 73% in men. The result: In this study, a very serious deficiency of vitamin D has been detected in patients who apply to our hospital from the poor and surrounding areas. If it is believed that vitamin D deficiency accompanies many major diseases, foods enriched with vitamin D or vitamin D support treatment gain more importance.
Field : Sağlık Bilimleri
Journal Type : Ulusal
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|