Özet:

Toplumun yapısını ve işleyişini değiştiren makine çağı, insan çatışmasının doğasını da değiştirmiştir. Bu değişim, akademisyenler tarafından farklı incelemelere konu olmuş ve savaşın doğasındaki değişim “yeni savaş” veya “Dördüncü Nesil Savaş” şeklinde isimlendirilmiştir. Farklı isimlerle anılmakla birlikte, savaşın bu yeni şeklini açıklamada kullanılan kavramların ortak noktası, savaşın taraflarının, savaşta kullanılan silahların ve savaşın gerçekleştiği alanın artık eskisinden farklı olduğudur. Savaşın doğasındaki bu değişim, devletin ve askeri gücün merkezde yer aldığı geleneksel güvenlik anlayışını da değiştirmiş ve güvenlik, kamu hizmetlerinin sunumu noktasında kritik hale gelen bütün altyapıları kapsar hale gelmiştir. Öte yandan savaş ve güvenlik denilince akla gelen bir üçüncü kavram da istihbarat olmaktadır. Çünkü savaşta rakibe üstünlük sağlamanın, barış zamanlarında ise ulusal güvenliği temin etmenin en önemli yolu istihbarat faaliyetleri ile gerçekleşmektedir. Buradan hareketle bu çalışmanın konusunu savaş, güvenlik ve istihbarat oluşturmaktadır. Savaşın ve istihbaratın dönüşümünü, günümüz çatışma ortamının özelliklerini, bu çatışma ortamında siber güvenliğin yerini ve siber güvenliğin sağlanmasına yönelik bir faaliyet olarak siber istihbaratın önemini incelemek ise çalışmanın amacıdır. Betimleyici analiz yöntemine dayanan çalışma sonucunda ulaşılan bulgular günümüzde güvenliğin, dolayısıyla da istihbaratın kapsamının genişlediğini, siber istihbarat faaliyetlerinin bankacılık ve kamu hizmetlerinin sunumu noktasında yoğunlaştığını, dolayısıyla da bu alanlarda siber tehdit istihbaratı faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiğini göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: