Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 8
 Görüntüleme 12
 İndirme 2
Üriner inkontinans alt tiplerinin yaşam kalitesi üzerine etkileri: doktora başvurmada üriner inkontinans alt tipinin önemi var mı?
2018
Dergi:  
Ortadoğu Tıp Dergisi
Yazar:  
Özet:

Amaç: Üriner inkontinanslı hastalarda inkontinans alt tiplerinin hastaların yaşam kalitesi skorlarına ve doktora başvurma oranlarına etkilerini araştırma amaçlandı. Yöntem: İzmir Enternasyonal Fuar’ında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yapılan etkinlikte anket doldurmayı kabul eden 18 yaş üzeri kadınlar çalışmamıza dahil edildi. Katılımcılara; sosyodemografik karakteristikler, üriner inkontinans farkındalığı, üriner inkontinansın ciddiyeti ve yaşam kalitesi üzerine etkisi, doktora başvuru oranları, üriner inkontinans olası risk faktörlerini ve valide edilmiş ICIQ-SF formunu da içeren anket yapıldı.  Sıkışma ve stres tip inkontinansın yaşam kaliteleri üzerine ve doktora başvuru oranları üzerine etkileri karşılaştırıldı. Bilinen kognitif bozukluğu olan ya da 18 yaşından küçük olan katılımcılar çalışmaya dahil edilmedi. Bulgular: Toplam 719 kadın çalışmaya dahil edildi ve üriner inkontinans prevalansı %50,3 olarak hesaplandı. Stres üriner inkontinans %34,8 oranla (250 hasta) katılımcılardafazla saptanan üriner inkontinans alt tipi oldu. Sıkışma tipi üriner inkontinans ve karışık tip üriner inkontinans sırasıyla 50 (%6,9) ve 62 (%8,6) katılımcıda saptandı. Her ne kadar urge üriner inkontinans ve stres üriner inkontinanslı katılımcılar arasında semptomların ciddiyeti bakımından ICQ-SF 4 ve ICQ-SF total skorları arasında anlamlı farklılık saptanmasa da (2,4±0,9 vs 2,3±0,9, p=0,085; 8±3,9 vs 7,5±4,0 p=0,590); urge üriner inkontinanslı katılımcılarda stres üriner inkontinanslı katılımcılara göre ortalama QoL değerleri daha kötü (3,8±2,5 vs 3,3±2,4; p=0,042) ve tedavi amaçlı doktora başvuru oranları anlamlı olarak daha yüksek saptandı (%45,1 vs %24; p<0,001). Sonuç:  Üriner inkontinans katılımcıların yaklaşık yarısını etkileyecek kadar yüksek prevalansa sahip önemli bir sağlık sorunudur. Çalışmamızda her ne kadar stres üriner inkontinans yüzdeleri daha fazla olarak saptansa da sıkışma tipi üriner inkontinans, hastaların yaşam kalitesini daha kötü olarak etkilediğinden doktora tedavi amaçlı başvuru oranları daha yüksek olarak saptanmıştır. Diğer taraftan bu kadar sık olarak saptanan stres üriner inkontinanslı hastaların doktora başvuru oranlarını ve hastalığın farkındalık oranlarını arttırabilmek amacıyla çalışmalar yapılması gerektiğini düşünmekteyiz.     

Anahtar Kelimeler:

The effects of the subtypes of urine incontinence on the quality of life: Is the subtype of urine incontinence important when applying to a doctor?
2018
Yazar:  
Özet:

Purpose: In patients with urine incontinence, the effect of subtypes of incontinence on the patient’s quality of life scores and the doctor’s application rates was studied. Method: Women over the age of 18 who agreed to fill an survey in the event held on March 8 World Women's Day at the İzmir International Fair were included in our work. The participants were surveyed including sociodemographic characteristics, intelligence of urine incontinence, the severity and impact of urine incontinence on the quality of life, doctoral applications rates, potential risk factors for urine incontinence and the validated ICIQ-SF form.  The effects of stress and stress type incontinence on the quality of life and on the doctor's application rates have been compared. Participants with known cognitive disorders or younger than 18 years of age were not included in the study. Results: A total of 719 women were involved in the study and the prevalence of urine incontinence was estimated at 50.3%. Stres urinary incontinence was a subtype of urinary incontinence that was highly detected in participants with 34.8 percent (250 patients). Confusion type of urine incontinence and mixed type of urine incontinence were identified in 50 (6.9%) and 62 (8.6%) participants respectively. Although there is no significant difference between the ICQ-SF 4 and ICQ-SF total scores (2,4±0,9 vs 2,3±0,9, p=0,085; 8±3,9 vs 7,5±4,0 p=0,590); the average QoL values were significantly higher (3,8±2,5 vs 3,3±2,4; p=0,042) and the medical application rates were significantly higher (45,1% vs 24%; p=0,001). The result: Urinary incontinence is a major health problem with high prevalence enough to affect about half of the participants. Although in our study the stress urine incontinence percentages are more identified, the increased urine incontinence percentages have been identified as higher as the patient’s quality of life affects worse. On the other hand, we consider that studies should be carried out in order to increase the rates of doctor application and the rates of awareness of the disease in patients with urine incontinence so frequently identified.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler








Ortadoğu Tıp Dergisi

Alan :   Sağlık Bilimleri

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 312
Atıf : 165
Ortadoğu Tıp Dergisi