Suriye’de yaşanan iç savaş binlerce insanın ölümüne ve milyonlarcasının ise yerinden yurdundan olmasına yol açmıştır. 5-6 Milyon insan başta Türkiye olmak üzere Lübnan ve Ürdün gibi ülkelerde mülteci olmuştur. Bu mültecilerin 3.5 Milyonu Türkiye’ye yönelmiştir. İlk yıllarda savaşın kısa sürede biteceği öngörüldüğünden Türkiye bu insanlara mülteci statüsü yerine hiçbir hukuki anlamı olmayan “misafir” statüsü verilmiştir. Ne var ki savaşın uzun süreceği anlaşılınca bir yasal düzenleme ile Suriyeliler “geçici koruma” kapsamına alınmıştır. Bu onlara, eğitim, sağlık ve emek piyasalarına erişim izini vermektedir. İlk iki haklarını mülteciler hemen kullanırken, emek piyasalarına erişim hakkı 0cak 2016’da çıkarılan çalışma izini yönetmeliğini beklemek zorunda kalmıştır. Ancak verilen çalışma izninin mültecilerin oturma izni aldıkları şehirlerde geçerli olması ve Suriyeli işçi sayısının işyerinde yerli işçilerin % 10’undan fazla olması gibi sınırlamalar içermektedir. Bu nedenle kayıtlı oldukları kentlerde iş bulamayan mültecilerin iş bulmak için büyük şehirlere yönelirken çalışma izninin de anlamı kalmamıştır. Bu kadar çok sayıda mültecinin emek piyasalarına girmesi bir yandan vasıfsız emek arzının yetersiz kaldığı büyük şehirlerde hazır giyim ve tekstil gibi işgücü açığını kapatırken diğer yandan da tarım ve inşaat sektörlerinde çok sayıda yerli işçiyi işinden etmiş, ücretler düşmüş ve çalışma şartları da kötüleşmiştir. Ek olarak çocuk işçiliği ve kayıt dışılık ürkütücü boyutlara ulaşmıştır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|