Denize komşu olan devletler açısından donanmalar vazgeçilmez öneme sahiptir.Çünkü donanmalar hem ülke topraklarının savunulmasını hem de ülke çıkarları için yapılacak savaşların kazanılmasına önemli role oynarlar. Bu gerçeğin farkında olan devletler denizlerin avantajını değerlendirmek amacıyla denize sınırı varsa donanma kurmaya yoksa denize komşu olarak yine donanma sahibi olmaya gayret göstermişlerdir.Tarihin ilginç yönü denizlere güçlü donanmalarıyla hakim olan İngiltere,Hollanda ve Fransa gibi ülkelerin bir süre sonra ticarette gelişerek ekonomilerini güçlendirdikleri ve bunun sonucunda dünyanın güçlü devletleri haline geldikleridir. Lakin bir devletin sahip olduğu donanmanın gücü sadece gemilerinin büyüklük ve yetenekleriyle ölçülemez.Bu donanmanın hem uzman bir işgücü tarafından desteklenmesi hem eğitimli ve bilgili bir mürettebat hem de tersanelerin hayat verdiği iyi işleyen bir ikmal ve lojistik sistemine sahip olması da gerekir. Gemiler inşa edilirken ustalar tarafından kullanılan kereste,zift,katran,üstüpü,halat,tel,urgan ve yelken bezi gibi malzemelerin kalitesi ve erişilebilirliği aynı derecede önemlidir. Bu malzemelere yeterli miktarda ve yeterli kalitede sahip olan devletlerin donanma konusunda daha avantajlı oldukları açıktır. Osmanlı Devleti bir kara devleti olmasının yanında Fırat,Tuna,Nil ve Dicle gibi önemli su yollarının dışında Akdeniz,Marmara,Ege ve Karadeniz ile Kızıldeniz ve Hint okyanusunda donanma yüzdüren bir deniz devletiydi.Donanma seferlerde ve fetih hareketlerinde görev alıyor kara ordusuyla tam bir dayanışma halinde lojistik ve destek faaliyetleri yürütüyordu.Donanmanın karargahı ise Tersane-i Amire idi. Ana tersanenin yanında Samsun,Gelibolu,Antalya,Rodos,Süveyş ve Silistre gibi şehirlerde daha düşük ölçekli başka tersanelere da sahipti.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|