Haziran 1951’de Türkiye’den kaçtıktan sonra 1963’te ölümüne kadar çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği topraklara bir daha geri dön/e/meyen Nâzım Hikmet bu süreçte Dünyanın birçok yerine seyahat etmiştir. İşte bu seyahatlerin birinde 1955 yılında Budapeşte’de kent radyosu Türkçe Yayınlar Servisi’nin edebiyat programına konuk olan Nâzım Hikmet söyleşinin başında seyahatleri esnasında bavulunda bulundurduğu kitaplar arasında mutlaka Orhan Veli olduğunu ve onun bizim en güzel şairlerimizden biri olarak kabul ettiğini söyler. Orhan Veli’den şiirler de okuyan Nâzım Hikmet, yine konuşmanın devamında Oktay Rıfat’ın kitabını bavulundan çıkarır ve onun şiirlerinden de örnekler verir. Radyoya konuk olduğu bir başka günde Melih Cevdet’ten şiir okur. Nâzım Hikmet’in radyo konuşmalarından hareketle Türkiye’de kendi şiirinin devamı olan “1940 Kuşağı Toplumcu Şairler” ve onların şiirleri varken “Garip Hareketi” ve özellikle de Orhan Veli’yi bizim en güzel şairlerimizden biri olarak kabul etmesinin ve onlardan şiirler okumasının altında yatan sebepler izaha muhtaçtır. İşte bu çalışmada Nâzım Hikmet’in Garip hareketine bu ilgisinin temel sebepleri üzerinde durulurken özellikle Nâzım Hikmet ve Garip hareketi şairlerinin beslendiği kaynaklar bakımından ortak noktalar tespit edilecektir. Bu noktada Marksizm –Sürrealizm ilişkisi, sonrasında eleştirel gerçeküstücülük ve Paul Eluard, nihayetinde de eleştirel gerçekçilikle Nâzım Hikmet ve Garip hareketi şairleri ve poetik görüşleri arasında bir köprü kurulmaya çalışılacaktır.
Dergi Türü : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|