Ayrımcılık yasağı adaletin tesisi için var olup, kendisini eşitlik ilkesiyle göstermiştir. İş Hukuku'nda eşitlik ilkesi, iş ilişkisinde işverenin benzer durumda olan çalışanlarına haklı ve makul bir neden olmadıkça eşit davranma hükümlülüğü getirmiştir. Bu anlamda işçinin maruz kalabileceği ayrımcı tutumlar yasaklanmıştır. İş Hukukunda da işveren işçilerine karşı hem ayrımcılık yasağına hem de eşit işlem yapma borcuna uygun davranmalıdır. Ayrımcılık, uluslararası ve Avrupa Konseyi belgelerinde, Avrupa Birliği (AB) Hukuku ve Türk Hukuku'nda yasaklanmıştır. Türk Hukuku'nda ayrımcılık yasağı, eşitlik ilkesinin bir gereği olarak kabul edilmiştir. İş Kanunu ve diğer yasalarda ayrımcılık yasağına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Ayrımcılık yasağı başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere 4857 sayılı Türk İş Kanununda yer almaktadır. 4857 sayılı Türk İş Kanununda, işçilerin cinsiyet, ırk, din ve mezhep, dil, siyasi görüş, felsefi düşünce ve benzeri nedenlere dayalı olarak ayrımcılığa tabi tutulamaması ve ayrımcılık tazminatına ilişkin doğrudan bir kural ve yaptırım bulunmaktadır. İşveren eşitlik ilkesine uygun davranmalıdır. Dolayısıyla işveren, işveren haklı bir neden olmadıkça, iş ilişkilerinin kurulmasında, işin sevk ve yönetiminde, çalışma koşullarının düzenlenmesinde ve iş ilişkilerinin sona ermesinde aynı durumda isçiler arasında ayrım yapamaz. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5. Maddesi iş ilişkisinde işverenin doğrudan ve dolaylı ayrım yapamayacağını belirtmiş ve ayrımcılık iddialarında ispat yükünü özel bir biçimde düzenlemiştir. Ayrıca ayrımcılık yasağının etkili bir biçimde uygulanmasını sağlamak amacıyla hukuksal ve cezai yaptırımlar getirmiştir. İşveren tarafından işçiye ödenen tazminatlardan biri olan ayrımcılık tazminatı, işverenin eşit davranma borcunun ihlali sonucunda ortaya çıkar. Ayrımcılık yasaklarına ve eşit işlem yapma borcuna aykırılık durumunda öngörülen yaptırımların etkili, caydırıcı ve yapılan ihlalle orantılı olması gerekmektedir. İspat yükünün yer değiştirebilmesi, ayrımcılık tazminatının diğer tazminatlardan bağımsız istenebilmesi ve en önemlisi de eşit davranma yükümlülüğünün yaptırıma bağlanarak Türk İş Hukuku'nda yer alması önemli bir düzenlemedir. Çalışmamızda, ayrımcılık tazminatı 4857 sayılı Türk İş Kanunu çerçevesinde değerlendirilmiştir. Buradan hareketle çalışmamızda ilk olarak; ulusal mevzuat kapsamında, işverenin eşi davranma yükümlülüğü ve ayrımcılık yasağı açıklanmış, bunların hukuki niteliği üzerinde durulmuştur Daha sonra ayrımcılık tazminatına hak kazanmak için gereken şartlar, ispat yükü ve bu tazminatın miktarı 4857 sayılı İş Kanunu, çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Ayrıca, bu çalışmada uluslararası hukukta ayrımcılık yapmama ilkesine ilişkin bazı önemli düzenlemeler ulusal kaynaklarla birlikte ele alınmıştır. Son olarak, çalışmanın son bölümünde, konuyla ilgili temel terimler incelenmiş ve daha sonra hangi davranışların işyerinde ayrımcılık tazminatı oluşturabileceği açıklanmaya çalışılmıştır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|