Tarihsel dönemlerin başlangıcından itibaren din olgusu tarafından etkilenmemiş toplumsal bir yapı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, birey doğumuyla bir grubun içerisinde var olur. Grup, bireyi sosyalleşme süreci ve kültürlenme vası- tası ile şekillendirir. Ancak; birey, grup içinde bu sosyalleşme ve biçimlendirme sürecinde pasif bir nokta da değildir. Onun bakış açısının hem grubu etkilediği gibi hem de grubun inanç, düşünce ve davranışları bireyin hal ve hareketleri üzerinde etkili olur. Din ve inanç bu sosyal psikolojik ortam da grubun tüm yapısı üzerinde dolaylı ya da doğrudan işlevlere sahiptir. Bireyin gruba ait olma ve kendi yaşamını anlamlandırma ihtiyacı, her yönünü kuşattığı için, birey dini inançlara yönelir ve kendi benlik yapısını da grubun dini inançlarına ve tutumlarına göre şekillendirir. Sosyal ortamda yaşamak zorunda olan insanlar; inanış- ları, yaşayışları nedeniyle bir dine inanmamaları veya dinden etkilenmemeleri oldukça zordur. Özellikle, bireyin grupla olan ilişkileri düşünüldüğünde, onun herhangi bir dine inanmasa dahi grup ile olan bağından dolayı, grupta kendini dini sosyal bir benlik geliştirmeye zorlar. Sosyal benliği, din ile olumlu ilişkiler geliştirirken, içsel benliği ise onun dine bakış açısında sahne arkası tutumları- nı yansıtır. Makalemizde temel amaç, bireyin ve grubun karşılıklı iletişimsel ve etkileşimsel yönü ve bunların din olgusu ile karşılaştırılması üzerine eğilmektir. Ülkemiz literatüründe ayrı bir disiplin olarak çalışılmamış ve Din Psikolojisi ya da Din Sosyolojisi arasında varlığını sürdüren Sosyal Psikolojik Din Psikolojisi’nin bu konu ile olan ilişkisi makalenin temel inceleme noktası olacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Fen Bilimleri ve Matematik; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|