Toplumlar arasındaki siyasal, ticari, edebi ve benzeri ilişkiler, dillerin de birbirinden etkilenmelerine neden olmuştur. Bu ilişkiler sonucu diller arasında sözcük alışverişi meydana gelmiş, böylelikle hemen her dilin söz varlığında alıntı sözcükler az ya da çok yerini almıştır. Alıntı sözcükler diğer dillerin çoğunda olduğu gibi Türk dilinin söz varlığında da tarih boyunca belirli bir yer edinmiştir. Göktürk ve Uygur dönemlerinde daha sade olan Türk dili, Osmanlı Türkçesi döneminde Arapça ve Farsçadan pek çok sözcük almıştır. Türk dilinin sadeleşme çabalarıyla bu alıntı sözcüklerin oranı azalmaya başlamıştır. Türkiye Türkçesindeki alıntı sözcükler sıralamasında Arapça başta gelmekle beraber Farsça sözcüklerin de önemli bir payı vardır. Osmanlı Türkçesi döneminde kullanılan Farsça sözcüklerin önemli bir bölümü Türkiye Türkçesinde yitime uğramıştır. Ancak bu sözcüklerin bahçe, berbat, çeşme, çoban gibi bir bölümü sık; beyhude, bigünah, dergâh, hemdert gibi bir bölümü ise nadir olarak varlığını günümüzde de sürdürmektedir. Bu sözcüklerden berduş, bestekâr, güzergâh gibi bazıları Farsçada olduğu gibi, bazıları ise tamamen Türk dilinin ses yapısına uyarak Türkiye Türkçesinde kullanılmaktadır. Beter, çile, ezber, sebze gibi tamamen Türkçeleşmiş bazı sözcüklerin alıntı olduğunu ancak kelimeyi etimolojik olarak incelemekle fark edebiliyoruz. Farsçadan Türkiye Türkçesine geçen sözcükler yapı olarak basit, birleşik ve türemiş sözcüklerdir. Biz bu makalemizde Farsçadan Türkiye Türkçesine geçen türemiş sözcüklerin kullanılışları üzerinde duracağız.
Political, commercial, literary and similar relations between societies have caused languages to be influenced by each other. As a result of these relationships, a word exchange occurred between the languages, so the words quoted in the presence of the word of almost every language took place little or much. As in many other languages, the words of the Turkish language have gained a certain place throughout the history. The Turkish language, which was more simple in the Göktürk and Uyghur periods, received many words from Arabic and Persian in the Ottoman Turkish period. With the effort to simplify the Turkish language, the percentage of these quotations began to decrease. The Turkish language has an important part of the Arabic word and the Turkish language has an important part of the Arabic word. A significant part of the Persian words used in the Ottoman Turkish period has been lost in Turkish. But a portion of these words, such as garden, terrible, fountain, shepherd, and a portion such as beehude, bigünah, magazine, hemdert, rarely continues to exist today. Some of these words, such as berduş, bestekir, router, are in Persia, while some are used in Turkish Turkish in accordance with the sound structure of the Turkish language. We can see that it is a quote of some words that are completely Turkish, such as butter, garlic, memories, vegetables, but we can see it by examining the word etymologically. The words transmitted from Persian to Turkish are simple, unified and derived words as a structure. In this article we will focus on the use of derived words translated from Persian to Turkish.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|