Edward Said’in Oryantalizm kitabında, “Batı”nın tarihsel ilerlemenin, modernliğin, bilimsel gelişimin yeri olarak kabul edilip edilmediği, buna karşın “Doğu”nun, tarihsel değişimin aydınlanma sürecinden uzak sayılıp sayılmadığı tartışması yapılır. Doğu, Batı ile karşılaştığında, modern Batılı bilgi biçimlerini, Avrupa uygulamalarını, kurumlarını veya teknolojilerini edinmenin uygun veya doğru olup olmadığı üzerine bir tartışma başlar. Müslümanlar bu konuyla şu üç metodolojik noktadan birine yaklaşarak ilgilenmişlerdir: İlk olarak, İslam, modernite ile uyumlu olmayan tüm inanç ve uygulamaları dışlayarak kendisini modernite ile uyumlu hale getirmelidir. İkincisi, İslami modernite, İslami öğretilerle tutarlı olmayan tüm modernist ilkeleri reddetmelidir. Son olarak, modernite ve İslam, yeniden yorumlandığında karşılıklı olarak uyumlu ve uzlaşabilir bir hal alabilir. “Modernite” laikleşme, milliyetçilik, rasyonalizasyon, bireycilik, demokratikleşme ve sanayileşme gibi birçok önemli unsuru kapsamaktadır. Bu özelliklere bağlı olarak, Müslümanlar “moderniteyi” farklı şekillerde algılamış ve İslam'la ilgisi ve uyumlu olup olmadığı ile ilgili çeşitli görüşler ortaya atmışlardır. İslamcı düşünürlerin çoğu, modernite fikrini Batılı değerleri kabul etme şeklinde yorumlamaya karşı çıkmışlardır. Ancak, diğer bazı Müslüman düşünürler, “modernleşmeyi” Batılılaşma'dan ayırmanın önemli olduğunu söyleyerek modernite fikrini desteklemiştir. Bununla birlikte, Avrupa iktidarına ve fikirlerine maruz kalan Osmanlı İmparatorluğu da son yıllarından başlayarak bu fikirlerden etkilenmişlerdir. Bu yazıda, önce farklı bağlamlardaki (Özbekistan, Türkiye ve Afganistan) modernleşme politikalarının benzer örnekleri sunulacak, daha sonra Müslümanların modernliğin algısına, gerçekliğine ve temsiline nasıl cevap verdikleri tartışılacaktır.
Alan : Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|