Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 2
 Görüntüleme 28
 İndirme 4
Yusuf Atılgan’ın Kentinde Sınırda Yürüyen Öykü Kişileri
2014
Dergi:  
Turkish Studies
Yazar:  
Özet:

Az sayıda eser yayımlamış olmasına rağmen Türk edebiyatının en önemli isimlerinden olan Yusuf Atılgan’ın (1921-1989) 1960 yılında yayımlanan Bodur Minareden Öte adlı kitabında yer alan öyküler, 1950 kuşağı öykücülüğünün önemli örneklerindendir. Dönemin, varoluşçuluk akımının da etkisiyle kendini gösteren “intihar”, “cinsellik”, “saldırganlık”, “bunalım” gibi başat öykü temalarını işleyen bu öyküler, “diğerleriyle” bir türlü barışamayan kişilerin yoğun ruhsal çalkantılarını, bu yoğunlukla ters orantılı bir sadelik ve sakinlikle gözler önüne sermektedir. Bu öykülerin intihara eğilimli, pis kokuya “aşırı” duyarlı, nesneler ve insanlara ilişkin çiftdeğerli görüşler barındıran, “bakma/bakılma” ve varlığını duyumsama konusunda sıkıntılar yaşayan kişilerinin, çoğunlukla narsisistik kişilik bozukluğu sergiledikleri dikkat çeker. Özellikle “intihar” teması, yazarın neredeyse tüm yapıtlarında karşımıza çıkar. Var olduğunu duyumsamak isteyen öykü kişileri, birdenbire ama sakince ölmeye, öldürmeye ya da hırsızlık gibi bir suç işlemeye karar verirler. Bazı öykülerde bu türden manipülatif davranışlarla “diğerleri” tarafından fark edilmeyi umarlar. İnsan ilişkilerinde özellikle de kadınlarla olan ilişkilerinde başarısız ve güvenilmezdirler. Atılgan, bu kişilik yapılarını anlatmaktan çok “göstermeyi”, dilde temsil etmeyi tercih ederek, özgünlüğe bu içerik- biçim etkileşimiyle ulaşmıştır. Öykülerindeki boğucu atmosfer, nevrotik kişilik örüntüleri sergileyen anlatıcıların tekrarlı, kesik kesik ve kısa cümleli anlatımıyla oluşmuş, okurun da bu atmosferde soluk alıp vermesi sağlanmıştır. Bu atmosferin nasıl oluştuğunu kavramak için öykülere daha yakından bakmak, ayrıntılar üzerinde durarak dikkatli bir okuma yapmak gerekmektedir. Bu yazıda amacımız, öykülerde öne çıkan bazı durumların izini sürerek, öykü kişilerinin ruh hallerini anlamaya çalışmak, bunu yaparken de yazarın anlatımının bu ruh hallerinin sunumuna katkısını irdelemektir.

Anahtar Kelimeler:

Short Story Characters Walking On The Borderlines Of Yusuf Atilgan’s City
2014
Dergi:  
Turkish Studies
Yazar:  
Özet:

Although he did not publish so many books Yusuf Atılgan (1921-1989) became one of the significant figures in Turkish literature. He published his short story book Bodur Minareden Öte in 1960. Works in this book are the prominent examples of the 1950’s modernist short stories. These short stories which with the effect of existentialism base on themes like “suicide”, “sexuality”, “aggression”, “depression” reveal the intensive mental turbulance of people who cannot reunite with “others”. But doing this simply and quietly that inversely correlated with this intensity. It is remarkable that the characters of these stories who are inclined to suicide, extremely sensitive to dirty smell, have bivalent thoughts toward people and things and have trouble with perceiving his existence and with “looking/being looked at” exhibit narcissistic personality disorder. Especially “suicide” is the basic theme of almost every work of the author. Characters that want deeply to perceive their existence, suddenly but calmly decide to die, to kill or to commit a crime like stealing. In some of the short stories, with manipulative behaviours like these they hope to be realized by “others. They are unsuccessful and unreliable in personal relationships, especially with women. Atılgan prefered to “show”and represent with his language instead of tell these personalities. He has reached the originality with this content-form interaction. Suffocative atmosphere in his texts is formed by neurotic narrators’ repetitive and intermittent expressions. In this manner readers are also obliged to breath in this atmosphere. In order to understand how this atmosphere is formed we have to zoom in the texts and by eloborating on details we have to read carefully. Basic aim of this article is to understand the psychologic moods of the characters by tracing prominent cases and by the way to analyze the contribution of the author’s narration style to the presentation of these moods.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler
Turkish Studies

Alan :   Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 12.054
Atıf : 46.902
2023 Impact/Etki : 0.276
Turkish Studies