Varoluşsal süreçte kendi olmanın anlam ve değerini sonlandıran yabancılaşma, bireyin düşünsel yetilerinin yitime uğramasına ve bilinç parçalanmaları yaşamasına neden olur. Yabancılaşma ile kendilik değerlerini kaybeden birey, bu değerlerindeki yok oluşun bir eksiklik olduğunu algılayamaz. Bu bir bakıma yabancılaşma sürecinde başkalarının kabulleri ile yaşama devam eden bireyin, kendine ve yaşama aitliğini tümden bir hiçliğin içine bırakmasıdır. Yabancılaşma bireyin tüm edinimleri ile psikolojik bir çatışma yaşamasına neden olduğu için, bireye ait her şeyin yok olmasına işaret eder ve güçlü bir aidiyet sorunu yaşatır. Toplumsal gerçekçilik çizgisinin önemli yazarlarından biri olan Fakir Baykurt, yabancılaşma ve aidiyet sorununu sosyolojik ve psikolojik yönüyle romanlarında işler. Yalnızlık, iletişimsizlik, çaresizlik ve güven yitimi içinde olan Baykurt kişileri uyku halinden uyanıklık haline geçemeyerek farkındalık algılarını ortadan kaldırırlar, tüm kaygılarını yitirerek kendi seslerini kaybederler.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|