16. yüzyılda yaşayan Sûdî ağırlıklı olarak şerh vadisinde kalem oynatmış birisidir. Yazdığı şerhler büyük bir takdire mazhar olmuş, özellikle Hafız Divanı’na yazdığı şerh kendinden önce aynı esere şerh yazan Sürurî ve Şem’î’nin şerhlerini neredeyse unutturmuştur. Şüphesiz bu husus onun derin bilgi ve birikimi yanında belirli disiplinler içinde tutarlı hareket etmesinin sonucudur. O önce sağlam bir metin oluşturmak için çalışmış, daha sonra da metin şerhine girmiştir. Şerhederken Hafız’ı bir beşer olarak ele almış, onu olağanüstü özellikler vererek yüceltmemiştir. Gerçi zaman zaman Hafız’ın ehlullahtan olduğu gibi şeyler söylerse de bu yaklaşım aşırı yüceltmeci bir sonucu doğurmamış, ayakları yere basan yorumlarla okuyucunun karşısına çıkmıştır. Bu makalede önce Sûdî’nin Hafız’ın şiirlerini şerhederken temas ettiği tasavvufî görüşler ele alınacak, daha sonra Hafız Divanı’na aşırı tasavvufî anlamlar yüklediklerini düşündüğü şarihlere yönelttiği eleştiriler ifade edilecek ve bunlardaki haklılık payı tespit edilmeye çalışılacaktır.
in the 16-century, the evils who wrote a pen in the valley of the evils, especially if he had a great appreciation, he wrote to the twentieth of the same work before him, and the tribute to the tribute of the tribute to the tribute was almost forgotten, this is the result of his deep knowledge and accumulation, as well as consistent movement in certain disciplines, he previously worked to create a solid text, and then he was able to disgrace him in an extraordinary view of the wickedness, giving him an unbelievous approach to the degregation of the more of the time
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|