Bu çalışma, devletçilik kadar önemli olan popülizme ve onun dönemlere göre değişen işlevselliğine dikkat çekmektedir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra iş, istihdam, gelir ve genel olarak toplumun refahını artırmayı önceleyen Keynesyen sosyo-ekonomik politikalar, neo-liberalizm ile birlikte tamamen terk edilmiş ve bunun bir sonucu olarak eylem boyutu hiç olmayan söylem boyutu güçlü bir popülizm kendini göstermeye başlamıştır. Ayrıca söz konusu popülizm, 1950’lerde sermaye ağırlıklı bir görünüm almıştır. Bu, ilerleyen yıllarda neo-liberalizmin özellikle gelişmekte olan toplumlara sermaye transferini kolaylaştırıcı bir nitelik olarak değerlendirilebileceği anlamına gelir. Öte yandan bu süreçte özellikle 1970’lerden sonra emeği önceleyen bir sosyo-ekonomik politika olanak ve olasılığını gündeme getirecek bir sosyal ortam ortaya çıkmıştır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|