Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında büyük rol oynayan Karakeçililer, XI. Yüzyıldan itibaren varlıklarını yoğun biçimde hissettirirler. Öncelikle Sarıkeçili, Teke Türkmenleri, Keçilü Cemaatleri vb. adlandırmalarla Anadolu’nun çeşitli bölgelerine akarlar. Anadolu’daki yayılma bölgeleri hemen hemen tüm Türkiye coğrafyasını kapsar. Bu yayılmada aşiret yeni köyler kurar. Bugün Kürt Aşireti olarak bilinen Milli Aşireti tapu tahrir kayıtlarında Karakeçililerin oluşturduğu bir Türk aşireti olarak karşımıza çıkmaktadır. Karakeçililerin bazı şer’iyye sicillerinde “Yörükan-ı Karakeçili” ve “Uluyörük” adlarıyla anıldıklarını görüyoruz. XIX. yüzyılda çeşitli sosyal nedenler ve buhranlar sonucunda aşiretler üzerindeki baskı artmış, Kafkaslardan ve Balkanlardan gelen yoğun göçmen nüfusun iskan çalışmaları Karakeçililerin elinde bulundurdukları ovaların onların elinden çıkması sonucunu doğurmuştur. Bu ve benzeri nedenlerle göç hareketleri görülmekte, bazı konar- göçer Yörük Aşiretleri de ellerinde kalan yaylak ve kışlaklarına yerleşmek zorunda kalmışlardır. Bunun yanında Orta Asya’dan gelen yeni Türk göçlerinin yoğunluğuyla bazı bölgeler boşalmış, köy halkının bir bölümü iç bölgelerde yeni köyler oluşturdukları gibi, bir bölümü de şehirlere akmıştır. Eskişehir merkez olmak üzere en yoğun konar- göçer aşireti barındıran Seyitgazi yöresi ve çevresinde Karakeçili Aşireti’ne bağlı Özbekli Cemaati, bu bölgede en önemli ve yoğun nüfuslu bir cemaat olmuştur. Özellikle Abdülhamid döneminde Özbekli Cemaati’nin yoğun olarak yaşadığı Kuyucak Köyü’nün saltanata verdiği ekonomik ve askeri destek son derece dikkat çekicidir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|